"Bazen dil, gönlün hissettiklerini kelimelere dökemez. Eğer sevdiğinin yanındaysan konuşmak zaten gürültüden başka bir şey değildir."
Leyla ile Mecnun/30
"Mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşamayan, insanlar arasına duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terkeden, baskı
"İnsan ne kadar unutmaya çalışırsa çalışsın geçmişini asla unutamaz. Hep bir iz. Bazen küçük, bazense büyük bir iz kalır onda. Bu izleri öyle kolay kolay silemezsin. Kimi zaman da her şeyi unutmuş gibi görünür. Ama hep küçük bir parça vardır. Ona tüm geçmişi hatırlatan. İnsan geçmişinden utanmamalı, korkmamalı. Her ne yaptıysa açık açık söyleyebilmeli, sahiplenebilmeli onu. Bazen de işte onu orda öylece bırakıp gitmek, hiçbir şeyi hatırlamamak istersin. Pişmanlıklarını, üzüntülerini... çünkü ne kadar bağlı olsan da ne kadar çok sevsen de yoluna devam etmek zorundasın. Ama tabii bunu yapmadan önce kendine sorman gerekiyor: Ben her şeyi gerçekten unutmak istiyor muyum?"
Leyla ile Mecnun/29