Bir insanın zihinsel yaşamı onun hedefiyle belirlenir.Tüm bu etkinlikler belirlenmediği,sürdürülmediği,değiştirilmediği ve sonsuz bir hedefe yöneltilmediği sürece hiçbir insan düşünemez,hissedemez,arzulayamaz ya da hayal kuramaz
Yabancı ülkelerde yaşamak hususunu ben bu açıdan değerlendiririm. İnsanın bir başına, başka bir kültürün, başka bir yaşayışın ortasında kendine bir yol çizmeyi, yabancısı olduğu bir toplulukta rol almayı becerebilmesini önemsedim. Öneririm de
Cesaret insana öyle kendiliğinden gelmez. Bir defa şunu söylemek lazım:Korkuyu bilmeyen kişi cesur da olamaz. Çünkü cesaretin yolu korkuyu tanımaktan, korkmayı anlamaktan geçer.
Hayat dediğimiz bir süredir.
Yaşam ise o süreyi nasıl kullandığımızdır. Bizde bu iki sözcüğü dönüşümlü kullananlar var;bu çok yanlış. Burada iki ayrı sözcük olması boşuna değil. O süreyi nasıl geçirdiniz, üslubunuz neydi? İşte o yaşamınızdır.
Malesef hiç kimse kendi hayatında istediğini, istediği zamanda ve istediği şekilde gerçekleştiremiyor. Bizde herkes "keşke" demeye meyillidir. Herkes, "Hayatımı yanlış yaşadım, " diye hayıflanmayı sever. Yetmiş yaşına gelir, yine de bunu der.