Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlknur Demir

Her yerde ve herkes için olması gereken tiyatro, eğitimli orta ve üst sınıflar için özel bir kulüptür. Neler oldu? Dünyayı böyle ikiye bölecek kadar nerede yolumuzu kaybettik? Bir tarafta halk tiyatrosu var, diğer tarafta bilgiç tiyatro.
Reklam
Bir metin bittiğinde iki misli çabalamak gerekir. İşin en çetin kısmı kalmıştır. Tekrar okumak, düzeltmek, tekrar okumak, düzeltmek. Yüz kere.
Beckett'ı yeniden keşfetmek, bugün onu kuşatan ün ve şöhretin kirliliği olmadan, gerektiği gibi okumak için onu unutmak gerekecek. Her sanatçı rehin alınmış biridir. Beckett'ın eserine yeni gözlerle bakabilmek için, onu sistematik bir şekilde unutarak özgürlüğünü ona iade etmek gerekir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölümümden sonra belki birileri eksantrikliğin benim eserimin merkezi olduğunu anlayacaktır.
Thries kehaneti Delfi kehanetiyle aşık atacak türden değildi, çözümlerden ve kehanetlerden ziyade öngörülerde bulunuyordu. "Arılar Hermes'in yaratıklarıdır, onlardan öğreneceklerimiz var. Her şey, balımızı yapacağımız birer çiçektir," dedi Beckett.
Reklam
"Arıların düzeyine erişmeliyiz. Simyacı olup kendi balımızı yapmalıyız." Beckett bana arı kadınlardan, Thries kehaneti rahibelerinden söz etti (onların efendisi, hırsızların, yolcuların, tanrıların habercilerinin tanrısı olan ve canlıları cehenneme götüren Hermes'ti).
Hapishane sadece hareket özgürlüğünün ortadan kaldırılması değildir, atmosfer basıncında ve havanın bileşiminde de bir değişimdir. Sanki duvarlar sizi ku- şatmakla yetinmiyor da derinizi ve düşüncenizi eziyor gibi. İnsan hem patlama noktasında olduğunu, hem de patlayacak yerinin olmadığını hisseder.
Homeros'un hayatını hiç bilmiyoruz, Cervantes'in, Shakespeare'in ve Molière'inki hakkında da pek bir şey bilmiyoruz, ama bu durum bu yazarların evrensel olmasını ve üzerlerine kitaplar yazılmasını engellemiyor. Kişisel yaşama fazla değer veriliyor.
Eğer hiçbir şeye inanmasaydık ne kadar az olduğumuzu bilemezdik. Her şeye rağmen biz küçük insanlar da bir şeyiz. Hayal kurmamıza, düşlememize izin yok. İleriyi düşünmek yasak bize, bu da bizleri mutlu kılıyor ve her tür iş için kullanılabilir hale getiriyor.
Emir veren yasalar, zorlayan baskı, bize yön ve yol gösteren değişmez kurallar, büyük olan onlar, biz öğrenciler değil. Zaten sadece ve sadece küçük, zavallı, bağımlı, kurallara sadık kalmakla yükümlü cüceler olduğumuzu hepimiz biliyoruz.
Reklam
Anladığım kadarıyla biz gençleri eğitmek ve kalıba sokmak istiyorlar, bilimlerle kafamızı doldurmak değil. Bizi eğitiyorlar, kendi ruhlarımızı ve kendi bedenlerimizi tamamen tanımaya zorluyorlar. Zorlama ve yoksunluğun bile kendi başlarına eğitici olduğunu anlamamızı sağlıyorlar; çok basit ve bir o kadar da aptal alıştırmaların, bir sürü terim ve anlam öğrenmekten çok daha fazla erdem ve gerçek bilgi içerdiğini açıkça anlamamızı sağlıyorlar. Birbiri ardına birçok şey öğreniyoruz ve bir şey öğrendiğimizde o öğrendiğimiz şey de bize sahip oluyor. Biz ona sahip olmuyoruz, tam aksine kendi varlığımıza katmış gibi göründüğümüz şey bize hükmediyor. Kesin ve güvenilir bir azlığa alışmanın gayet iyi bir etki bırakacağı kafamıza iyice yerleştiriliyor, bu tam olarak sert görünenlerin koyduğu kurallara ve emirlere uymak, onlara sıkı sıkıya bağlanmak demek. Bizi aptallaştırmak istiyorlar, ya da en azından küçültmek.
Görüyor musunuz, dinin bugünlerde hiçbir anlamı yok. Uyku, sizin tüm o din' dediğiniz şeyden çok daha ruhani. İnsan uyuduğunda Tanrıya belki çok daha yakın.
"İnsanların yüzde doksan dokuzu ruhlarıyla bağlantıda değiller," dedi. "Benim için tarih bir çeşit bilinç kaybı:' Sonra da "Geri kalan her şey süs;' diye ekledi. "Önemli olan aşırılıktır. Yalnızca aşırı olan seni sorunla yüz yüze getirebilir "
Biz öğrenciler dersleri gözlerimizi dahi kırpmadan, hareketsiz, dimdik izliyoruz. Öyle ki sanırım burnumuzu silmemiz bile yasak. Eller ders süresince diz üstünde duruyor ve görünmüyorlar. Eller, insan kibrinin ve açgözlülüğünün beş parmaklı kanıtıdır, bu yüzden de masa altında güzelce gizlenmelidirler.
Büyük şehir insanı eğitir, geliştirir. Bunu da örneklerle yapar. Hem de öyle kitapılardan alımmış yavan nutuklarla değil. Bunun uzmanlık gerektiren bir yanı yok. İnsanın hoşuna giden de bu, çünkü yığınlar halindeki bilginin yüceliği insanı yüreklendiriyor.
981 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.