ne zaman ki;
vakitlerden bir sonbahar
bir sabah uyansam,her şeyin geçtiği bir sabaha,
istediğim gibi yaşasam
o,her şeyin farkında olsa
ben,her şeyin geçtiği bir sonbahara uyansam
güz gelişiyle içim bir buruk olsa
rüzgar saçlarıma,acımasızca vursa
yine de uyansam,o kızgın sonbahara
her şeyin geride kaldığını umsam
eskiyi hatırladıkça gözlerim yaşla dolsa
ben,her şeyin geçtiği bir sonbahara uyansam
ne zaman ki;
saatler bir sonbaharı çeyrek geçer,
geçer ki!
her şey bir vakit geçer,
gelip yanaklarımdan öper,
yine bana küçüksün der
bilmez ki -küçüktüm-,
bir sonbahar vakti bana yaşattıklarıyla büyüdüm
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.
en aydınlık beyaz, en telaşsız mavisin sen.
başaklar gibi sarı, bir sır gibi yeşilsin sen
hüzünlenmiş bir gri, yaş akıtan siyahsın,
karanlık geceyi aydınlatan,en parlak yıldızsın sen.
yaz vakti izmirsin,sonbaharda istanbul
dudaklarımdan düşmeyen,
en güzel şarkısın sen.
bir şiir kitabı gibi
en güzel hediyesin sen…
bu günlerde,meşgulüm ben;
seni çok düşünüp,çok sevmekle.
gecenin sabaha duyduğu özlemle,
benim sana duyduğum,özlem de.
deseler ki “kimsin sen?”
sana duyduğum hasretim ben.
her şey sana benzese de
hiçbir şeye benzemezsin sen.
günün en güzel saati,
en sevdiğim renksin sen.