Günlerden sonra bir gün, şayet sesimi fark edemezsen rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden. Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol.
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini. Ve neden sonra tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede hatırla ki mahşer günüdür.
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Ahmed Arif Leyla ya olan aşkını yazdığı bir mektupta şöyle dile getirir;
Dilê mın, ayakkabılarımızı aynı eşikte gördüğüm gün kavuşmuşuz demektir. Hasretle öperim.
Ayakkabılarımızı aynı eşikte gördüm ben
Murat Polat.
O gün, Tanrı’nın kendine sorduğu en zor bilmeceydin sen ve ben, çözmek bana düşmüş gibi sevinçliydim.
Çekirdek çıtırtılarıyla kırmızı iğde kabukları arasında kaybolamayacak kadar güzel ellerin vardı, parmakların her yana dağılan sorulardı ve küçük değişiklerle süslenemeyecek kadar büyüktün.
Sen bir nefessin, şaire en lazım element.
Sen aydınlıksın bildim. Rodine deniz feneri...
Sen afrodit.
Akıllı akılsız benzetmelerden sıkılmış bir tek sana müsait.
Homeros'un bahsettiği sensin.
Ve illaki İlyeda
Ve iyyake nestain!