Aşk ve devrim.. hem aşkta hem devrimde arada kalmışlık hissini şiddetle hissetiğim Vedat Türkali diye bilinen, asıl adı Abdulkadir Pirhasan olan,
"Yumruğu yalnızca yazı yazmak için indi" dedikleri, eski Tkp üyelerinden mücadeleci, toplumcu büyük yazarın nefis romanı..
Kitap, aşk romanı olmaktan öte bir dönem romanıdır diyebilirim. 1960 darbe döneminin tarihi bilgileriyle harmanlanan kitapta o zamanki Türkiye devrimci geleneğini de görürüz.
Başkahramanlardan Kenan bir gün gözaltında polisten yediği iki tokatla gittiği mücadele yolunu bırakır. İçindeki bu eziklikle, Günsel, Hasan, Sermet gibilerinin mücadeleye devam ettiğini görmesi, kendi deyişiyle "küçük burjuva yaşamı"yla yüzleşmesine sebep olur, eşinin çevresinin inkarına başlar. Evli olan Kenan bir yandan Günsel'e aşık olduğu için arada kalır bir yandan da kendi burjuva hayatı ve siyasi mücadele hayatı arasında arada kalır.
Ve bu bize, genelde üçüncü kişi ağzından, birden bir bakmışsın birinci ağızdan (kimi zaman Günsel'in, kimi zaman Kenan'ın ağzından) yazılan muazzam üslubla, 1960 yılının siyasi tarihi hakkında bilgi derinliği, insana dair korku , aşk, direniş gibi çok şeyin bilinç akışıyla verilir. Çok sayfalı ama kısa soluklu ve elbette kaliteli bir eser.