Yazarın şahsına münhasır bir kalemi var. Bir dönem romanı olmasına, dolayısıyla diyalogların dönemin konuşma diline uygun dilde olmasına rağmen daha önceki kitaplarını okumuş olanlar yazarın imzasını hissedilir bir biçimde algılayacaklardır.
Kitabın konusu 19. yy.da İstanbul’da yaşanan bir pandemi süreci içinde ilerliyor. İçinden geçmekte olduğumuz süreçle dönemi kıyaslamak açısından güzel bir eser. O zamandan bu zamana değişen şeyleri, salgına karşı alınan benzer tedbirleri, hiç değişmeyen bazı zihniyetleri hikaye içerisindeki diyaloglardan okumak mümkün. Bununla birlikte yazarın İstanbul tarihi hakkındaki bilgisi de kitabı besleyen temel unsurlardan biri olmuş.
Öte yandan, yazarın İstanbul'un taşrasına olan mesafesini de karakterlerden okumak mümkün. Anadolulu bazı karakter tasvirleri (taşralı hoca) Cumhuriyet dönemi ilk yılları yazarlarının ısmarlama Anadolu romanları üslubunu andırıyor. Bu yönüyle kitaptaki Anadolulu imajı okura antipatik gelebilir.