Saniyelerin akışını ikinci nabzım gibi duyuyor ve hiç zorlanmadan, dakikalar ve saatleri sayabiliyordum. Ne benim, ne hikâyemin ne de filmimin bir isme ihtiyacı vardı. Ben, zamandım...
O günlerde, yaşadığımız her an, bir devrimdi, asker. En az Fransız İhtilali’ndeki giyotinler kadar keskin bir devrim. Ve Mustafa Kemal büyük bir devrimciydi.