Bizzat Devlet başkanı Mustafa Kemal'in direktifiyle 1925'ten sonra Diyanet aracılığıyla "Hanefi Müslümanlığı" ekseninde ve Türk-İslam geleneği gözetilerek yaptırılan Kuran tefsirinin mi devam ettirileceği yoksa çağdaş veriler ışığında yeniden mi yorumlanacağı, Prof. Hasan Onat gibi ilahiyatçıların işi olmalıdır. Ancak onların işi, Aleviliği İslâm içinde eritmek olmamalıdır. Doğru olan; Aleviliğin, dünya insanlığının yarıdan fazlasının inanıp bağlandığı diğer birçok dinler gibi doğal-felsefi dinlerden biri olduğunu kabullenip saygı göstermektir.
Önüme dumanı üstünde mısır ekmeği ile pirinç koymuşlardı. Bir bardak da şarap doldurdular.
Annem sitemle başını salladı ama Maksut amcam şarabın daha insanı çarpmayacak kadar taze olduğunu iddia ediyordu. Ben de artık koskoca adam sayılmalıymışım; öyle diyordu.
Maceralarımı bir bir anlattım pilicin kalan kemiklerini sıyırırken, içtiğim taze şarap gibi altın sarısı ve tatlı bir uyku bütün vücudumu sardı. Masada uyuyakalmışım.
Stalingrad dayanıyor hâlâ:
mevsim meselesi, diyorlar,
yalan,
dayanmak meselesi.
Dayanmanın ne olduğunu anneler bilir,
bir anne gibi dayanıyor bu şehir.