AYZIT

AYZIT
@K_amantes
24.07.2018 Ey kanıma çakıllar karıştıran isyan!
Bursa
967 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Ahlak değerleri kısıtlayıcıdır, ama yüzyıllardan beri birikmiş insan deneyiminin üzerine inşa edilmişlerdir. Bazı ahlak değerleri insanların fabrikalarda köle gibi çalışmalarını, kiliseye gitmelerini, devlete sadık kalmalarını savunur. Diğerleri ise sağ­ duyuya seslenir. Zehirli ve zehirsiz otların yetiştiği bir bahçe düşünün. Hangilerinin yeneceğini, hangilerinden uzak durmak gerektiğini öğrenmek zorundasın.
Reklam
Kadınlar: elbiselerinin renklerini seviyordum; yürüyüşlerini seviyordum; kimilerinin yüzündeki acımasızlığı seviyordum; ender de olsa başka bir yüzdeki saf güzelliği, bütünüyle ve büyüleyici bi­çimdeki dişiliği seviyordum. Üstündüler bizden: planlama ve orga­nizasyonda bizden çok daha yetkindiler. Erkekler futbol seyreder, bira içip bowling oynarken onlar, kadınlar, bizim hakkımızda düşü­nüyor, bizi inceliyor, karar vermeye çalışıyorlardı -bizi bıraksalar mı, atsalar mı, değiştirseler mi, öldürseler mi, yoksa sadece terk mi etseler? Uzun vadede fark etmiyordu; ne yaparlarsa yapsınlar yal­nızlık ve delilikti sonumuz.
Kendimi suçluluk duygusunun bir tür hastalık olduğuna ikna et­meye çalıştım. Suçluluk duygusundan yoksun insanlar ilerleme kaydediyorlardı bu dünyada. Yalan söyleyebilen, kandırabilen, bü­tün kestirmeleri bilen insanlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
… Böylece ilişki bittiğinde kendini gerçekten yalnız ve delirmek üzere hissetmenin ne olduğunu öğreniyor, sonun geldiğinde neyle yüz­leşeceğine dair fikir sahibi oluyordun. O kadar çok şey vardı ki beni duygulandıran; yatağın altında bir kadın ayakkabısı; etajerin üstünde unutulmuş saç tokası; "çişim gel­di… " deyişleri; saç kurdeleleri; öğlenin bir buçuğunda onlarla çıkı­lan bulvar yürüyüşleri; içki, sigara ve muhabbet dolu o uzun geceler; tartışmalar, intiharlar; birlikte yiyip kendini iyi hissetmek; ner­eden geldiğini anlamadığın şakalar ve kahkahalar; havadaki mucize duygusu; arabayı park edip içinde oturmak; sabahın üçünde eski sevgilileri kıyaslamak; horladığının söylenmesi, onun horladığını duymak; anneler, çocuklar, kediler, köpekler; bazen ölüm ve bazen boşanma, ama hep sürdürerek, halletmeye çalışarak; bir sandviç bü­fesinde tek başına gazete okurken onun şimdi zeka seviyesi 95 olan bir dişçiyle evli olduğunu düşünüp efkarlanmak; hipodromlar, park gezintileri, piknikler; kodesler bile; onun sıkıcı arkadaşları; senin içkin, onun dansı, senin onu boynuzlaman, onun seni boynuzlama­sı; onun hapları, senin aldatmaların, onun aldatmaları; birlikte uyu­mak...
Barry," dedi Sara, "ziyaretçi kabul etmiyorum." Barry kapıyı çarpıp gitti. İlerde karşılaşacağımız sorunları göre­biliyordum. Bir münzevi olarak insan trafiğinden nefret ederim. Kıskançlıkla filan ilgisi yoktu, insanları sevmiyordum, kendi şiir dinletilerimi saymazsak kalabalığa tahammülüm yoktu. İnsanlar yoruyorlardı beni, ruhumun iliğini kurutuyorlardı. "İnsanlık, baştan kokuşmuştun zaten." Budur benim düsturum.
Reklam
Reklam
431 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.