Sen güzellik tahtınun sultân-ı âli-şânısın
Mihr ü mâh iki kulun girmiş kabâ-yı zer-keşe
G.T:
Sen, güzellik tahtının şanı ve şerefi büyük olan sultanısın; güneş ve ay altın işlemeli elbiseye girmiş iki kulundur.
Hüsnün zekâtınun eger ey hâce-i cemâl
Bir müstehıkkın ister isen işte ben fakir
Günümüz Türkçesi:
Ey yüzü güzel hoca! Eğer güzelliğinin zekatını vermek istersen işte ben fakirim
Sen ne câmın mestisin billah kimin hayranısın
Kendin aldırdın gönül noldun ne hal olmuş sana
Gönül, sen nasıl bir kadehin sarhoşusun, kimin hayranısın ki kendini kaybettin böyle. Sana ne oldu bu hal ne?