Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep K.

Zeynep K.
@KaZe
“Doğru olmayan yol, yol kalabalık bile olsa ıssızdır.” Tagore
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Kızıl Veba
“Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider.” Sterling’in şiirinden alınan bu cümle kitabın can alıcı cümlelerinden biri. Kızıl Veba denen hastalığa sebep olan bir virüsün koskoca dünya uygarlığını yerle yeksan eyleyip insanı ilkel zamanlara geri döndürüşünün hikâyesi. Buharı, şimşeğin gücünü, barutu bulan bununla birlikte birçok uygarlık nesnesi icat eden; okuyan, araştıran, hep daha ileriye gözünü diken insan, günün birinde bir bulaşıcı virüs yüzünden her şeyini kaybeder. Uygarlık adına kurduğu bütün düzenler, yine insanların eliyle yıkılıverir. Her şeyin ötesinde bu bir hayatta kalma mücadelesidir de. Milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan hikayede hastalıktan kurtulan birkaç insan da, kişiliklerine uygun yeni bir düzen oluşturmaya başlarlar....Cehalet, kötülük başa geçer ve insanlığın katetmesi gereken upuzun, meşakkatli bir yol yeniden yürünür... Buhar yeniden keşfedilecek, barut yeniden bulunacak, alfabe öğrenilecek, bilim adamları yetişecek ,dünya eski düzenine, insan eski gücüne kavuşacak... Ta ki yeni bir salgın bütün düzenleri yok edene dek. Ne de olsa “Eski düzenler köpükler gibi uçar giderler.”
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,7bin okunma
Reklam
184 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Ağızdaki Kuşlar
Kitabı okumaya başladığımda basit bir dille yazılan, kolay anlaşılan hikayeler okuyacağım diye düşündüm. Öykülerin dili ağır değil ancak her öyküde kullanılan semboller kitaba derinlik katmış. Aslında günümüzde örneklerini fazlasıyla gördüğünüz ve duyduğunuz olayları tüm çarpıcılığıyla hissediyorsunuz ve dehşete kapılıyorsunuz. Hikâyeler “ çaresizlik, iletişimsizlik, yabancılaşma, umutsuzluk, şiddet” temaları etrafında şekilleniyor. Hikayelerin çoğuna etkili bir giriş yapılmış olsa da olayların bir sonuca bağlanmayıp havada kalması biraz hayal kırıklığı uyandırıyor.Her hikayede yazar, bize mevcut kötü durumu gösteriyor ve sonunu muhayyilemize bırakıyor. Merakla okuyorsunuz ve hikayeler bittiğinde merak etmeye devam ediyorsunuz. Beni en çok etkileyen hikayeler “ Ağızdaki Kuşlar, Mesut Medeniyete Doğru, Kazıcı, Her Şeyin Ölçüsü, Geleceğin Gerçeği” Yazar, bugün mutsuz olan ve karanlık bir yarını bekleyen insanların panoramasını bize gösteriyor. Olaylara, kahramanların yaptıklarına, yapamadıklarına, insanların tepkisizliğine, kötücül olanın normal görülmesine, toplumdaki yozlaşmaya şaşırıyorsunuz. Kısaca yazarın siyah penceresinden dünyaya bakmak isteyenler kitabı okuyabilirler.
Ağızdaki Kuşlar
Ağızdaki KuşlarSamanta Schweblin · Can Yayınları · 2018257 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Sekiz yaşından beri hasta olan ve bir türlü iyileşmeyen bir kemik hastalığından muzdarip bir gencin yürek burkan hikayesi. Hastalığın ve hastanenin hissettirdiği çaresizlik duygusu öyle güçlü ki bir çocuğu ağaçların sıhhatine bile imrendiriyor. Çaresizliği ve çocuğun dizindeki pansuman değiştirilirken duyduğu acıyı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ve bir de akrabasının kızı Nüzhet’e duyduğu ürkek sevgi. Çünkü yaralı bir kuşun herkes gibi sevmeye ve sevilmeye gücü olsa bile hakkı olmadığını düşünür. Nüzhet’in de ona ilgisi vardır ancak ailesi onu Doktor Ragıp’la evlendirmek istemektedir. Hastalığı giderek kötüleşir ve ev halkının kendisiyle ilgili konuşmalarını duyar. Büyük bir hüzne kapılan kahramanımız , iyice kabuğuna çekilir. Artık ne iyileşme ümidi, ne de Nüzhet’e kavuşma ihtimali vardır. Hastalık ilerlerleyince bacağını kaybetmek tehlikesiyle karşılaşır ve 9. Hariciye Koğuşuna yatar.Hasta bir gencin korkuları, hayal kırıklıkları ümitleri bizi de derinden etkileyen bir üslupla aktarılmış. Sonunu baştan tahmin etsek bile tamamen sağlığına kavuştuğu günleri hayal ediyoruz. Ne var ki kaçınılmaz ameliyatın sonunda bacak kurtulsa da biraz kısalıyor. Ve kulaklarımızda kahramanın bu sözleri çınlıyor. Istırabın ilacı ıstıraptır. İki hasta kadar birbirine yakın kimse yoktur.Büyük bir hastalık geçirmeyeler her şeyi anladıklarını iddia edemezler. Benin adım mı? Hasta!
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
206 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir kent masalı, bir kent düşü ... Ancak basiret gözüyle bakan gözlerde korku ve hayranlık; dillerde acı ve alışılmış bir tat bırakan bir kent gerçeği! Yazar bu modern zaman masalında eski zaman seyyahı Marco Polo ile eski zaman imparatoru Kubilay Han’ı karşı karşıya getirip bizi de sohbetlerine ortak eder;biri konuşur öteki
Görünmez Kentler
Görünmez KentlerItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 20222,424 okunma
92 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsan zihninin distopyası... Kitap ezberbozan cümleler ve söylenmemiş satırlarla çok şey anlatır insanın tutunamayan tarafına dair. “Düşler, düşler en koyusu kendiliğin.” Düşlerinde gördüğü sütunu kendi açtığı çentikle genişletip yıkacak ve nihayet altında kalıp kendi cenazesine katılacaktı kambur, yaşamının müziğini dinlemek için. “Çünkü insana yaşamından ölümüne dek bir müzik eşlik eder.” Yaşamdaki bütün gelgitlerimiz kafamızdaki o müziğe uymak zorunda olduğumuzdandır.”Dengesiz bir yaşamda suç o kimsenin müziğindedir.” İşte kambur,üzerine benzin döküp yaktığı kontrbası hâlâ çalan ve o alev çıtırlılı seslerin tiryakisi... “Ben söyleyemediklerimim” diyerek içtenliği gürültü sayar.Çünkü çoğu cümlenin başı doğru, sonu yalandır ona göre.Ama yine de öğrenilen bütün gerçekler başkalarına söylenen yalanlar sayesinde bulunur. Kim mi kambur? *Düşlerini bile hatırlamayan bir düş hırsızı, *Bir portakalın doğusu ve batısının olduğuna inanmayan- dolayısıyla dünyanın da- bir dünya yorgunu, *Bir cümle söyleyebilmek için- o da çoğu kez yalan- koca kitaplar yazıldığına inanan sergerde, *Varlığını hissetmek için kaybolma isteğiyle yanan ve yaşamın acı içkisini yudum yudum içen bir düşkün, *Etrafında oynanan büyük oyuna karşılık kendi küçük oyununu oynayan bir oyunbaz, * Kafasında dolanan kırk tilkiyle yaşayan bir delifişek, ... “Deli olduğumu mu sanıyorsunuz?” “Nereden anladınız?”
Kambur
KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,2bin okunma
Reklam
107 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Durmuş Saatler Dükkânı İnsanoğlu çok acayip; koca bir ağacın birbirinden tamamen faklı dalları gibiyiz. Dallarımız kırıldıkça eksiliyoruz. Ölenle ölmüyoruz ama bir daha eski biz olamıyoruz.İçimizde birden fazla lisân var, içimizde birden fazla insan var. Sahi gerçekten içeride kim var? Belalarla dolu bir gemide gidiyor gibiyiz.Umuda dümen
Durmuş Saatler Dükkânı
Durmuş Saatler DükkânıGamze Güller · İletişim Yayınları · 2020112 okunma
132 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kalbe dokunan hayatlar, hüzünlü ama insanın bam teline dokunan öyküler...Bilerek ya da idrakten yoksun bir şekilde uçuruma sürülen atları dizginlemek mümkün mü? Bir aynanın ön ve arka yüzü gibi insanın da aydınlık ve karanlık yüzünün olduğu ve çoğu zaman o karanlığın aydınlık tarafını da yuttuğunu üstelik her şeyin kalpteki ufacık bir kara
Atları Uçuruma Sürmek
Atları Uçuruma SürmekEmin Gürdamur · Hece Yayınları · 2017207 okunma