Kadir Aydın

Buna nasıl tahammül ediyorlar? Her gün pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar? Bu kadar katı egoist olabilirler mi? İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı? Eğer öyleyse, sanırım katlanmak daha kolay olabilir. Merak ediyorum, insanların böyle olup olmadığını ve onları mutlu eden şeyin bu olup olmadığını merak ediyorum
Reklam
O kadar çok şeye sahibim, ama ona olan duygularım her şeyi yutuyor; o kadar çok şeye sahibim, ama o olmayınca benim için her şey değersiz.

Reader Follow Recommendations

See All
Bir başkasının onu nasıl sevebildiğini, sevmeye nasıl hakkı olduğunu bazen anlamıyorum, çünkü onu yalnızca ben o kadar yürekten ve o kadar fazla seviyorum ki, ondan başka ne bir şey tanıyor, ne bir şey biliyorum; ondan başka da bir şeyim yok zaten!
Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?
Reklam
Ne acıdır ki kendi kemerlerini oldukça geniş tutan yöneticiler, halkın kemerini sıktıkça sıkarlar.
Kitaplar körlerin gözünü açar. Manevi olarak tamamen aptallaşmış her insanın yüzünde utancın rengini ortaya çıkarır.
“Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.”
Ayaklarınıza değil yıldızlara bakmayı unutmayın.Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın ve evrenin var olmasını neyin sağladığını merak edin.Meraklı olun.Ve hayat ne kadar zor görünürse görünsün her zaman yapabileceğiniz ve başarabileceğiniz bir şey vardır.Önemli olan vazgeçmemeniz.Hayal gücünüzü serbest bırakın.Geleceğinizi şekillendirin. ~Stephen Hawking
…çünkü insan bir şeyleri sürekli içine attıkça, bir süre sonra boğulmaya başlıyor.
Reklam
Musk ellerini masaya koydu, kalmak için bir harekette bulundu fakat duraklayarak gözlerime baktı ve o inanılmaz soruyu sordu: "Sizce ben deli miyim?"
Kötülük olsun diye yapmadım ki , sadece sevmek istemiştim George.
Lennie’ye döndüm: “Atla suya dedim.” Atladı. Hiç yüzme bilmiyordu. Biz onu çıkarana dek nerdeyse boğuluyordu. Onu çekip sudan çıkardım diye bana öyle minnet duydu ki “atla!” diyenin ben olduğumu hepten unutmuştu. İşte… Onunla bir daha asla dalga geçmedim.
BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR.
Reklam
İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor,on ikisi de birbirine benziyordu.Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı.Dışarıdaki hayvanlar,bir domuzların yüzlerine,bir insanların yüzlerine bakıyor,ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
“sein” sözcüğü Almanca’da iki anlama gelir: “var olmak” ve “onun olmak”.
Zeze: Acılarım kaç gün sürecek Portuga? Portuga: En fazla 40 gün. Zeze: 40 gün sonra geçecek mi? Portuga: Hayır,alışacaksın.
Özgürlük; iki kere iki dört eder diyebilmektir.Buna izin verilirse arkası gelir.
Sayfa 106Kitabı okudu