Murat

248 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
Sar mı kozy Nicolas..¿
Yeni yılın ilk kitabı, ayrıca okuduğum
Dövüş Kulübü 2 (Toplu Set)
Dövüş Kulübü 2 (Toplu Set)
ve
Türlerin Kökeni (Manga)
Türlerin Kökeni (Manga)
’nden üçüncü çizgi roman.. beğendim ama okumaya devam eder miyim bilmiyorum, denk gelirse neden olmasın..¿ Marco’nun hayatına, psikolojik süreçlerine, çocukluğuna, iş hayatına, bütün ilişkilerine ve kendince zaferlerine tanık olacağınız, dönemin Fransız siyasetine ve seçimlerine de değinen keyifle okunası bir kitaptı benim için.. Kitabı farketmemi sağlayan, buna vesile olan inceleme yazısını da #119887252 eklemiş bulunayım.. Kendi
Sıradan Zaferler
Sıradan Zaferler
’nizi kazanmanız dileğimle..
Sıradan Zaferler
Sıradan ZaferlerManu Larcenet · Karakarga · 2016630 okunma
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 17 days
…Adından çok denli bağımsız…
Türü : Edebiyat&Roman İçerik : Aşk Siyaset&Politika Çin tarihi Sosyoloji&Psikoloji Felsefe Ben şimdi ne okuyacağım derseniz bu gibi içeriklerden oluşan, okuması kolay, devrimci, edebi bir şaheser diyebilirim. Bir bakıyorsunuz at kişileştirilmiş ve onunla sohbet ediyor kahramanımız, bir bakıyorsunuz
Murat Menteş
Murat Menteş
’in
Derde Deva Randevu
Derde Deva Randevu
‘su gibi Marks’la sohbet ediyor. Kitaba kadın/erkek ilişkileri de her iki tarafın gözünden, tüm çatışmalarıyla, iç savaşlarıyla, aşk ve nefretleriyle çok naif bir şekilde dahil oluyor. Dahil oluyor diyorum çünkü başta da belirttiğim içerikler içinde çok büyük bir yer teşkil etmiyor eserde. En nihayetinde yazdığı inceleme yazısıyla bu eserle tanışmama vesile olan
Tuğba
Tuğba
’ya teşekkür ederek yorumumu yazarın okuruna notuyla bitiriyorum. ”Çin gizemli bir ülke. Anlaşılması güç; yabancılar için olduğu gibi Çinliler için de tam bir bilmece. Ona böylesine çekici yapansa, işte bu anlaşılmazlığı. Bu kitap bilmecenin yanıtı için birkaç ipucu veriyor. Umarım her okur kendi yanıtını bulur.”
Cang Şianliyen
Cang Şianliyen
Kasım 1986
Erkeğin Yarısı Kadın
Erkeğin Yarısı KadınCang Şianliyen · Can Yayınları · 1995127 okunma
160 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Arturo Bandini, ne balık ne de kuş.
“Derken bir kitap çektim, açtım ve kalakaldım. Birkaç paragraf okudum. Sonra çöplükte altın bulmuş gibi kitabı kitabı masaya götürdüm. Cümleler sayfalarda yuvarlanıyordu, kayıyorlardı. Her cümlenin kendine özgü enerjisi vardı. Cümlelerin özü sayfaya bir biçim veriyordu; sayfaya oyulmuşlardı sanki. Duygusallıktan korkmayan birini bulmuştum sonunda.
Toza Sor
Toza SorJohn Fante · Parantez Yayınları · 20244,816 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
111 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 hours
“Şu zalim dünyada hiçbir şey kalıcı değildir, dertlerimiz bile.”
Panait Istrati
Panait Istrati
10 Ağustos 1884 (İbrail, Romanya)
Muzaffer İzgü
Muzaffer İzgü
29 Ekim 1933 (Adana, Türkiye) Peş peşe iki çocukluk hikayesi okudum, ikisi de okumaya düşkün, ikisi de büyük yokluklar çekmiş, küçük yaşlarda çalışmaya başlamış, ve ikisi de anlatma aşkıyla dolu, kalemi güçlü ‘Panait İstrati birkaç gömlek büyük gelir’ yazarlar olmuşlar.. Hayat Yollarında; okul müdürünün annesine; Siz bu çocuğu okutun annesinin de ben yoksul, dul bir çamaşırcıyım nasıl okutayım, mecburen ya bir zanaat öğrenecek, ya da girip bir işte çalışacak, minvalinde bir diyalogla başlıyor ve çocuk Panait’in babasının anadilini de öğrenme isteğiyle, ki bu konuda çok yetenekli, bir Rum meyhanesinde işe başlaması ve çalışma koşullarının zorluklarıyla devam ediyor. Son bölümde ise; Fransa, Marsilya’ya ulaşmak isterken kendini İtalya, Napoli’de bulmasını, orada bana
Açlık
Açlık
kitabını anımsatan bir sürecini okuyoruz. Yazar kitabın bu son bölümü için şöyle söylüyor: “Hayatımın bu filmini Charlie Chaplin’e, ancak filmlerinden tanıdığım insan Şarlo’ya adıyorum.” Bu cümleyi okumuş olmam ne derece etkilidir bilmiyorum fakat yazar bana başlığa yazdığım umutvari
Charles Chaplin
Charles Chaplin
alıntısını anımsattı. Panait İstrati çok üst düzey bir yetenek; tanımayanlar için tanışmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. İyi okumalarınız olsun..
Hayat Yollarında
Hayat YollarındaPanait Istrati · Varlık Yayınları · 2015503 okunma
304 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Emeksiz yemek olmaz...!
- Şekeer, parayı cepten çeker, parası olmayan sümüğünü çeker. - Darı var darı, hamama girdi kocakarı, dişleri sarı sarı!.. - Hadi buzlu su, otuz iki dişine trampet çaldırıyor buzlu su! Sokakta pazarda harçlığını çıkarmak için, ailesine destek olmak için uğraşırdı küçük Muzo.. Küçük şehirlerde yılın belli bir zamanında panayırlar kurulur, ki hala da vardır; panayır da cadde kapatılır, pazarcılar gelir görece daha uygun fiyattan çeşitli ürünler satarlar… İlkokul zamanları olmalı, ben de bir panayır zamanı pamuk şekerciden pamukşeker alıp satmış ve pamukşekerci tarafından kandırılmış onun hırsıyla anneme poğaça yaptırıp satmış, Muzo’nun deyimiyle “büyük para” kazanmıştım… Bu da benim ilk girişimciliğim olarak anılarım arasına yerini aldı… Kitapta çok daha eski yılların, yokluk yıllarının Adanasını, ağabeyi, anne ve babasıyla geçim savaşı veren Muzo’nun ağzından okuyoruz. Fakir ama (u)mutlu insanlar, gerçek ilişkiler, okuyabilme azmiyle feda edilen bir “aşk”, belki de pişmanlıklar… Hikayenin kahramanı ”Yıl 1933, aylardan ekim, günlerden 29; yani Onuncu Yıl… cumhuriyetin onuncu yıldönümü… İşte o gece annem tutturmuş da tutturmuş, Fener alayını izleyeceğim diye…” şeklinde kendi doğumunu anlatan yazarın kendisi mi bilmiyorum, esasen bilmek için bir çaba içine girmek de istemedim; keza ne değişir; kaleminin gücünden kaybetmez ya… Bu arada okurken bazı bölümlerinde aklıma iki filmden görüntüler geldi, onları da tavsiye niyetine paylaşayım. - [ ] Bisiklet Hırsızları (1948) - [ ] Cennet Sineması (1988) En saf haliyle bir Anadolu Hikayesi okumak isterseniz tavsiye ederim…
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,674 okunma
Reklam
152 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Dayım, çocukluğumun ilk siyasalı…
Sene 93 bir Pazar sabahı Ankara kar altında… Malum tarih, malum olay… Çok küçüktüm o zamanlar, dayım köy - ilçe yolcu servisi yapardı, arabasının arkasına da Uğur Mumcu’nun büyükçe bir fotoğrafını asmıştı, tabi onun kim olduğunu, 93 yılında olan olayları vs. çok sonraları öğrendim… Uğur Mumcu biraz da benim dayım oluyor o nedenle… Adını yıllardır duyduğum Sakıncalı Piyade’yi okurken sıkılacağımı düşünmüştüm ama tam tersine büyük bir keyifle okudum.
Aziz Nesin
Aziz Nesin
bile yazdığı önsözünde “Kendi yazdıklarıma gülemem. Ama senin yazdıklarını gülerek okudum. Acı acı gülmek deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm.” diyor. Kitap 12 Mart dönemi davalarıyla ilgili, o duruşmalardaki, cezaevlerindeki “saçmalıkları” kendince anlatıyor Uğur Mumcu. Kendince diyorum çünkü bazısı mizaha yer bırakmayacak kadar trajikomik.. Final kısmını ise davalar sonrası Ağrı Patnos’taki askerlik günlerine bağlıyor, kitabın adı da burdan geliyor… “…Ama önce erliğin tanımını ezberleyelim. ‘Her türlü ihtiyacı devlet tarafından karşılanan rütbesiz askere er denir.’ İç Hizmet Yasası’nın bu hükmüne bir fıkra eklemek gerekir: ‘Sakıncalı erler bu hükmün dışındadır.’” Bütün sakıncalı görünenlere, düşüncesinden ödün vermeden onu savunan dik duruşlulara saygıyla…
Sakıncalı Piyade
Sakıncalı PiyadeUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 19772,016 okunma
279 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
This is Matrix ulan…
#Başlıkta da belirttiğim gibi yazar güzel bir üslupla bölümler halinde bir Matrix’in içinde yaşadığımızı anlatıyor kitap boyunca, bunu da çok net bir şekilde alıntıları, örneklemleri ve her bölüm başına eklenmiş görsel sanat eserleriyle destekliyor. #Artık görüşmediğim ve muhtemeldir ki karşılaşırsak kaçamak bir bakışla yanından usulca geçeceğim bir arkadaşımın benzer düşüncelerimizin olduğunu ve bu kitabı okumam gerektiğini söyledikten bir süre sonra bir tv ropörtajında da izlemem üzerine tanışmamızın vaktidir deyip aldığım ve keyifle okuduğum bir kitap oldu, ki hakikaten sayın
Gündüz Vassaf
Gündüz Vassaf
çok ortak düşüncemiz var kelimelerimiz ve ifade şeklimizden bağımsız. Yazarın günümüz teknolojisine seksenli yılların sonunda aşina olmasına ve öngörüsüne de hayran kaldığımı ayrıca belirtmem gerekir. #Son olarak kitabın son bölüm başlığı ve
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
alıntısıyla bitiriyorum… SARHOŞ OLUN “Sarhoş olma saatidir… Zamanın inim inim inleyen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.”
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 202010k okunma
752 syf.
·
Not rated
·
Read in 40 days
Bir Gün Tek mi Başına¿
“Ben bu kitaptan ne öğrendim¿” diye sordum kendime son sayfayı okuduğumda. Öncelikle kelime hazneme bir buçuk kelime ekledim. 1. Tanıtlamak : a)Bir iddianın gerçekliğini inkâr edilmeyecek bir kesinlikle göstermek, ispatlamak. b) felsefe - Muhakeme etme yoluyla veya tanık göstererek bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak. 2. Ürkü : Topluluğu saran ortak korku, panik. Ürkmek fiilinin ürkü şeklinde kullanımıyla tesadüf etmemiştim. Örnek Alıntı : #152870451 Onun haricinde bir aşk, bir aşk daha, bir aldatma, bir aldatma daha, bir “dostluk” ama dostluk da değil; yani karmaşık ilişkiler yumağı halinde ilerleyen gönül mevzuları, benzer hikayeler... Bu arada hikayeye 1950’li yıllar Menderes-İnönü siyasi mücadelesi arasında öğrenci gruplarının mücadelelerini de dahil ederek hikayeyi siyasallaştırma, ya da siyasal bir hikayeye ilişkiler ağını ekleyerek kitabı “çekici hale getirme” vs. Benim çok ilgimi çekmedi, biraz zorlama yazılmış hissiyatıyla okudum, ki 748 sayfa. Bir dönemin siyasal durumlarıyla ilgili yüzeysel bilgi edinebileceğiniz, akıcı bir dille yazılmış bir eser olarak niteliyorum... İlgilisine iyi okumalar diliyorum...
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195.2k okunma
360 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
”Belki de az, hayat ve ölüm kadardır!”
Biraz beklemem gerekti yine bir Hakan Günday romanını sindirebilmek için. Vaktiyle
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve Kayra
’yı okuyup demiştim ki: “Şiddetle tavsiye etmiyorum.” Çünkü bozuk bir psikolojiyle okunursa kişiyi daha da diplere çekebilecek kadar etkili bir kalem olduğunu düşünmüştüm
Hakan Günday
Hakan Günday
’ın, keza hala o düşüncedeyim. Biraz da “AZ”dan bahsedeyim. Derdâ, 11 yaşında bir kız çocuğu, okumaya istekli, zeki, kararlı, gözü kara, satılıyor bir dini liderin oğluna, götürülüyor İngiltere’ye ve... 16 yaşında Derdâ, değişiyor hayatı, başka bir serüven... Derda, 11 yaşında bir erkek çocuk, istediğini elde edebilir kapasitede ama gerektiği kadarına sahip yaşıyor; saf, öfkeli, kindar, dost bir delikanlı oluyor 16’sında... Oğuz ve Atay’ı var yumruklarında,
Oğuz Atay
Oğuz Atay
’ın intikamı var alınması gereken zihninde... Alıntılara eklemediğim, kitaba adını veren bir alıntıyla bitiriyorum naçizane yorumumu. Öncesinde okuyanların belki bir kez daha dinlemek isteyecekleri ezgiyi de iliştiriyorum buraya. youtu.be/as3WkDOnzRk “Az, dediğin küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yanyana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler...” Kaliteli kitaplarla kalın...
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921.4k okunma
80 syf.
·
Not rated
·
Read in 21 days
Sana gitme demeyeceğim.
Kitaba kokusu mu sinermiş bir insanın¿ Sinmiş işte... Koklayarak okudum her harfini... Her harfi bir kelime yaptı, özledim... Her özlemim, Çilek... “SENİ SAKLAYACAĞIM Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde, Şarkılarımda, sözlerimde.
Lavinia
LaviniaÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 202223.3k okunma
Reklam
504 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
...Polisiye Mitoloji Sevenlere...
Mitoloji sever misiniz¿ Benim pek aram yoktur. Mitoloji kelimesini hiç duymadığım zamanlarda Herkül ve Zeyna dizilerinde geçerdi adı tanrıların kralı Zeus’un. Sonrasında da hiç ilgimi çekmedi, neymiş ne yapmışlar öğreneyim diye yakınlarda okuduğum Roma hikayelerini saymazsak; ki ona da bir şeyler karalamışlığım var. #104589071 Bunun bu romanla ne alakası var derseniz ortada Ahmet Ümit’in Berlin’den Bergama’ya çok başarılı bir şekilde mitolojik hikayelerle kurguladığı bir roman var. Karakterler ve hikaye kurgu ama Osmanlı döneminde Almanya’ya kaçırılan Zeus Altarı, - tr.wikipedia.org/wiki/Bergama_Ze... Doğu/Batı Almanya, NeoNaziler’in ırkçı eylemleri, duvarın dibine bostan yapıp bir de gecekondu diken Yozgatlı Osman Amca gibi gerçek hikayeler de kurgu içerisinde çok güzel harmanlanmış. Bu arada mitolojik hikayenin anlatıldığı bölümlerde birazcık sıkıldım ama kısa olduğu için göz ardı edilebilir. Bu tür romanları benim gibi bir değişiklik olsun düşüncesiyle okuyorsanız keyifle okursunuz biter ama okuduklarım arasından
Dan Brown
Dan Brown
,
Jean-Christophe Grangé
Jean-Christophe Grangé
romanları gibi polisiye türü seviyorsanız, ki bana kalırsa Ahmet Ümit her ikisinden de iyi bir yazar- film izler gibi, katil kim sorgusuyla bir çırpıda bitirir ve tutkunu olursunuz... Kaliteli kitaplarla kalın...
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320.5k okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 24 hours
Karpatların mı Dostoyevskisi¿
Bir arkadaş sohbeti sırasında duydum ilk
Panait Istrati
Panait Istrati
adını, değişik bir isimdi hatta bizdeki birini birilerine benzetme güdüsüyle kendisine “Karpatların Dostoyesvskisi” dendiğini de öğrenmiş oldum ve her zaman olduğu gibi burada takibe başladım, alıntı ve incelemeleriyle karşılaştım bolca, hatta
Bu Ülke
Bu Ülke
,
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
,
Sokaktaki Adam
Sokaktaki Adam
gibi pek çok kitapta adının geçtiğini fakat hiç dikkat etmeden okuduğumu farkettim ve nihayet sahaftan aldığım
Sokak Kızı
Sokak Kızı
(Nerrantsula) ile kendisiyle tanıştım. Dostoyevski demişken şu paragraf
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
’da olsa yadırgar mısınız¿ “Zavallı insancıklar! En küçük bir aksilik, hiçliğinizi meydana vurmanıza yeter... Saadetiniz gibi acınızda da korkaklık vardır. Göklere kadar çıkan haz çığlıklarını bilmezsiniz siz... Hiçbir iniltiniz cehennem kuyularına kadar inmez. Anlamı yüzlerden yoksun ve kendinizi tanımayacak kadar kör olan zavallılar, mutlu olunuz, ama acaba diyorum, bu sakınganlığınız bir beyin yarasından çok, bir kalp sakatlığından ileri gelmiyor mu? Acıyorum size, insancıklar!” #134101036 Sokak Kızı (Nerrantsula)’nda yazar, okurken Yeşilçam filmi izliyor hissiyatıyla, okumadım ama duyduğum, az çok izlediğim kadarıyla
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu
işlerindeki aile dramlarını, mahalle sevdasını, dostluğu, bir kadını elde etmek için yapılabilecekleri, aşkı, Romanya (İbrail)’den İskenderiye’ye, İstanbul’a kadar öyle bir yalınlıkla anlatıyor ki kitabı elinizden bırakmadan bir çırpıda okuyacaksınız, belki de benim gibi bitmemesi için kendinizi zor tutacaksınız... Ayrıca
Yaşar Nabi Nayır
Yaşar Nabi Nayır
çevirisiyle okudum, tavsiye ederim. Kaliteli kitaplarla kalın...
Sokak Kızı
Sokak KızıPanait Istrati · Varlık Yayınları · 2013706 okunma
240 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Bu kez ”Ben Sana Mecbur Değilim” diyor...
Vakti zamanında şu an adını hatırlayamadığım, tanınmış romancılarımızdan birinin, şiir yazmak zordur, şiir yazamadığımdan romancı oldum, gibi bir sözünü okuduğumu hatırlıyorum.
Attila İlhan
Attila İlhan
edebiyatımızdaki en önemli şairlerimizden biri ve onun yazmış olduğu üç romandan ilkidir
Sokaktaki Adam
Sokaktaki Adam
. Kitap, bir olay çevresindeki karakterlerin pek çoğunun dilinden
Sokaktaki Adam
Sokaktaki AdamAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021661 okunma
141 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 days
Devlet Çoban, Halk Sürü mü¿
Eğitimle alakalı ne zaman bir yazı, bir kitap okusam ziyan edilen Köy Enstitülerimiz gelir aklıma, bir iç geçirip derin üzüntü yaşarım. Bu kitapta da
Ivan Illich
Ivan Illich
okulsuz toplum diyerek aslında belli ideolojileri empoze etmek üzerine temellenmiş, tek tipleştirici günümüz okul sistemine karşı çıkmaktadır. Yapan, beceri geliştiren, öğrenmeye aç ve öğrenmeyi öğrenme üzerine kurulu, yaşam boyu öğrenme temelli, öğrencinin istediği malzemeyi, istediği zaman kullanmasına olanak sağlayan bir eğitim modeli öneriyor. Ama bu modelin okullarda değil, hayatın içinde bir usta-çırak ilişkisi içinde gerçekleştirildiğinde anlamlı ve kalıcı olacağını belirtiyor. Anlatım olarak özellikle ilk bölümler için, dili basit değil ve kolay anlaşılır örneklemler vermiyor fakat ilerleyen bölümlerde tekrarlarla düşünceyi daha anlaşılır kalıyor. Bir çırpıda bitirilecek kitap değil, okuduktan sonra durup bir süre sindirmek gerekiyor. Ama okuduğunuzda sadece eğitim açısından değil, kamunun pek çok kurumu için fayda sağlamayacak harcamalar yapıldığı, bunlarla kapital, sömürücü düzene kaynak sağlandığı, okulların da bu düzene “ürün” yetiştirdiği sonucunu çıkarabilirsiniz. Kitaptan, özet niteliğinde çıkardığım bir alıntıyı da buraya - #133184802 - iliştiriyorum. İyi kitaplarla kalın...
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich · Şule Yayınları · 20183,950 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Sevme Sanatı
Sevme Sanatı
adlı kitapta babayı yönlendiren, insanın tutunabileceği, hayatına yön verebilecek, yol gösterici bir rehber olarak niteler Eric Fromm. Bu eserde iki arkadaşın, aileleri, arkadaşları ve birbirleriyle olan ilişkilerini harika diyaloglarla ve yer yer anlatıcı olarak anlatıyor Turgenyev. Benim en çok ilgimi çeken ise Bazarov karakterinin düşünceleri ve aile ilişkileri oldu. İlgi belki bir miktar hoşumuza gidebilir özellikle sevgiliden gelen ama bir noktadan sonra o da bizi bunaltır, sıkar ve uzaklaşma isteği oluşturur, anne baba ilgisi de öyledir. Severiz onları, ama üzerimize fazla düştükleri zaman bunalırız ve kaçmak isteriz, hele de tek çocuksanız bunu yoğun bir şekilde yaşarsınız. Eser karakterlerin anne babalarıyla ilişkilerini çok etkileyici bir şekilde yansıtmış, kendimi çok içinde buldum o karakterlerin. Okuduğum eserde kısmi felsefi, toplumsal tartışmalar olsun, evladına düşkün anne baba ve ilişkileri, dostluklar, gönül ilişkileri olsun, bir de nihilizm olsun derseniz ilgiyle okur, çok seversiniz. Kaliteli okumalar
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144.8k okunma
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.