Kaknüs, Hindistan'da yaşayan göz alıcı harikulade bir kuştur. Ney gibi, çok sert, çok uzun ve yaklaşık üç yüz altmış kadar deliği bulunan bir gagası vardır. Dişisi yoktur ve tek başına yaşar. Her delikten apayrı bir ezgi çıkarır ve her ezgide de özel bir sır gizlidir. Deliklerin birinden o hüzünlü ve elemli sesi çıkardığında, kuşlar da balıklar da
... Bugün varız, yarın yok! Gündüzün sonu gece... Aydınlığın sonu karanlık... Ateşin sonu kül... Hayatın sonu ölüm... Ölümden kim şüphe eder? Altınlara boğulsak, demirden, çelikten kaleler içine saklansak, mutlaka ölüm oku gelip bizi bulacak. Er geç bize yetişecek. Bu kadar muhakkak bir akıbet karşısında gaflete düşen, nefsine uyan, yarını unutan insan mıdır? Hayır! Hayvandır. Nefsine uyanların, zevkten başka bişey tanımayanların, hayvanlardan ne farkı var?
“Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.”
Bakara 128. ayet