Yıl 1838 ve 17 yaşında genç bir yazarın mürekkebinden dökülen sözler. Merak ettim ve yazarımızı biraz araştırdım:) 15 yaşındayken kendinden 10 yaş büyük bir bayana aşık olan yazarımızın bu duygusu hayatına etki etmeye devam ediyor ve öğrencilik yıllarında devamlı yazıyor.Yazarın ilk yazısı mı derseniz, hayır arkadaşlar. Okul gazetesinde ve "Sinek Kuşu" adlı dergide de yazıları yayınlanıyor. Dikkatimi çeken kitabının ismi ve genç yaşta yazarak kendini insanlardan ziyade kağıtlara anlatması oldu. Kitabı okuduğum zaman bir roman değil, bir otobiyografi selamladı beni aslında... Kitap başarılı mıydı,derseniz? Yaşının ceketi olarak kesinlikle evet. Puanini biraz düşük vermemin nedeni diğer ustadlarımızın nice mükemmel eserlerine
ve yazarimizin sonraki yazdığı eserlere karşı saygısızlık olmaması adına... Nitekim, insanın murekkebi de yazdıkça yol alır. Biraz tekrarlayan kelimelerle de sayfaları çevirdikçe yer yer her köşe başı selamlaşınca,buna bağlı olarakta puanı kırdım 17 yaşında yazılan bir eserin bu kadar güzel dile gelmesi ise kesinlikle ayakta alkışlanmalı... İşte kitabta yer alan gençliğin mürekkep izleri:
"Bana yeniden yaşamam, insanların arasına karışmam gerektiği söyleniyor !..
Peki ama, kırık dal nasıl meyve taşıyabilir?
Rüzgarların kopardığı ve tozların içinde sürüklediği yaprak nasıl yeniden yeşerebilir ?
Peki, bu genç yaşta bunca keder niye ?
Ne bileyim !
Böyle yaşamak belki de kaderimde vardı…"
Kitap aşkınız bol olsun arkadaşlar,her daim huzurla demlenin. Saygılar.