Alperen Kurt
Alperen Kurt
@Karamazovalp
"Türklük hem mefkûrem hem de kanımdır. "
Okur-Yazar-Çizer
ÇOMÜ- Türkçe Öğretmenliği
Eskişehir
Bilecik
828 reader point
Joined on March 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
-Seni seviyorum aynı zamanda senden nefret ediyorum-
Zıtlıkların, eleştirinin, esrimenin yazarı: ''Fyodor Dostoyevski. ''
Dostoyevski'nin İnsancıklar, Beyaz Geceler, ve Kumarbaz kitabından sonra gelen ''Yeraltından Notlar'' kitabı, Dostoyevski'nin olgunluk eseridir.
Yeraltından Notlar ve bu kitaptan sonraki eserlerinde Dostoyevski tabiri caizse ''gerçek yüzü''nü bizlere gösteriyor.
Peki nedir bu gerçek yüz? Dostoyevski'nin gerçek yüzü: Aklın ve sağduyunun eleştirisi, Vicdan kavramının eleştirilmesi, eleştirel dil kullanımı, karşıtlıkların çarpışması, esrime ile yazım, din(hristiyanlık)-ateizm çarpışması gibi özellikler içeriyor.
Yeraltından Notlar, Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler gibi eserler bu dil, mizaç, ve bakış açısıyla yazılmış kitaplardır.
Dostoyevski'nin bu eserlerinin ''olgunluk dönemi eserleri'' olarak nitelendirilmesi ise Dostoyevski'nin Sibirya sürgününe gittikten sonra bakış açısının değişmesi ve esrime hastalığının sık sık nüks etmesinden kaynaklanmaktadır.
Bütün bu bilgileri Stefan Zweig'ın Dostoyevski biyografisinden almaktayız(Üç Büyük Usta).
Dostoyevski'nin yazım hayatının gelişimini ve en sevdiğim kitabı ''Yeraltından Notlar''ı umarım sizlere güzel aktarmışımdır.
Keyifli okumalar dilerim...
Türkiye'de çok satan fakat en çok anlaşılmayan kitap!
''Beyaz Zambaklar Ülkesinde. ''
-Başlıkta yazdığım üzere bu kitap Türkiye'de en çok satın alınan ve baskısı yapılan kitaplardan biri. Çok satın alıyoruz fakat anlıyor muyuz? Anladıysak uyguluyor muyuz? Hayır. Bu incelemeyi yazmamın en temel sebebi kitabın yeterince anlaşılıp uygulanmıyor olmasıdır.
-Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabı kısaca bir ülkenini nasıl 0'dan kalkındığını anlatan bir kitap. Halkın önemsenmediği ve saltanatla yönetilen bir ülkede Cumhuriyetin esaslarının uygulanmaya konması ve ülkenin kalkınması anlatılıyor. Size tanıdık geldi mi ? Tanıdık gelmesi çok normal çünkü Finlandiya halkı ile Türkiye halkı birbirlerine birçok yönden aşırı benzemekte.
-Beyaz Zambaklar Ülkesi Atatürk'ün en sevdiği kitaplardan ve halka okutturulmasını istediği kitaplardan çünkü bu kitap bizlere bir ülkenin 0'dan nasıl, hangi temellere dayanarak kurulması ve kalkındırılması gerektiğini anlatıyor. Bir ülkede iyi bir eğitimin halka doğru şekilde ulaştırılmasının nelere mâl olabileceği olağanca güzel anlatılmış.
-Kısaca halk nasılsa yöneticilerde öyledir. Halk eğitimli ve bilinçliyse yöneticilerde halka benzeyecektir. Bir ülkenin temelleri bir binanın temellerine benzemektedir. Bir ülkenin temelinde iyi bir eğitim, adalet, ekonomi, siyaset yatmıyorsa o ülke mutlaka hüsrana uğrayacaktır.
"En kuvvetli insanların da zayıf anları olur. "
-Ruh Adam kitabının içeriğini başlıktaki sözle özetlemek yerinde olacaktır. Kitapta güçlü bir insanın âşk gibi bir duygu karşısında nasıl çaresiz kaldığını okuyoruz. "Âşk" gibi günümüzdeki sıradanlaşmış kavramın bir insanı ne denli etkileyebileceğini deneyimliyoruz.
Kitabın dili oldukça akıcı ve sade. Fakat kitap içinde İslamiyet Öncesi Dönemden ve Osmanlı döneminden kalma kelimelerle ve sözdizimleriyle de karşılaşacaksınız. Kitabın diline âşık olmamak mümkün değil.
Ruh Adam’a sadece edebiyat kitabı olarak bakmamak gerekiyor. Kitabın içinde şiir, divan edebiyatı, tasavvuf, tarih, savaş tarihi, edebiyat, felsefe gibi alanlar hakkında oldukça sağlam ve işinize yarar bilgiler mevcut.
Hikâyede oldukça fazla sembolizm öğeleri var. Metin içindeki her karakterin ve olayın Nihal Atsız ile ilgisi var diyebiliriz. Bu durumu da yazarın Ruh Adam’da yazdığı şu sözle temellendirebiliriz "Edebiyat hakikatlerin hayallerle süslenmesidir. " Yazar kitabın içeriğini eski bir Uygur hikâyesini günümüz öğelerine uyarlayarak anlatmış.
Türk edebiyatında "âşk" gibi soyut bir kavramı bu kadar sahici ve insana dokunarak anlatabilen az sayıda kitap vardır. Hiç şüphesiz Ruh Adam da bunların en iyilerinden birisidir.
Reader Follow Recommendations
Kafka’dan bürokrasi ve adalet düzeni eleştirisi !
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Kafka's uncertainty and suffocating world will slow you down a lot while reading the book. Not to mention the dialogues are boring. Most of the dialogues do not connect to anything, but we can say that every dialogue has a message.
I believe that Kafka's Letter to the Father and Transformation should be read before reading The Trial. Otherwise you will have a hard time.
The case book is generally a criticism of bureaucracy and the justice system. Kafka describes his criticisms of bureaucracy and justice as "system criticism". He tells us in this work below.
Even though it is a book that does not give in easily, I think all good books are like that. Even though it is a boring and unprogressive book, I think it should be read among dystopian works.
Remember, the less easily a book surrenders itself, the better a book it is. I wish you pleasant reading...
Halil Cibran’la beni tanıştıran kitap oldu. Kitabın dili çok şiirsel ve akıcı ayrıca kullanılan doğa motifleri ve sembolizm neredeyse her satırda vurgulanmakta. Kitabı okuyanlar dini bir esinlenme olduğunu düşünebilirler ve bu konuda haklılar çünkü yazar kitabı yazarken İncil’in dili ve içeriğinden oldukça esinlenmiş. Kitabı okurken sizler de bunu mutlaka fark edeceksiniz.
Kitap genel olarak sıkmıyor ve hayat hakkında size farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Okurken kendi kendinize "Bunları ben de daha önce düşünmüştüm veya bunlarla başka yerlerde karşılaşmıştım. " Diyorsunuz. Bunun sebebi de dünya üzerindeki çoğu sanatçının bu kitabı okumuş, ilham almış ve eserlerinde kullanmış olmasıdır.
