Bahtiyar USTA

Bahtiyar USTA
@Karanligin_Golgesinde
Ben yanmasam, Sen yanmasan, Biz yanmasak; Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...
Spor Uzmanı
Marmara Üniversitesi
Çorlu/Tekirdağ
Rize
139 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Soğukkanlı, buz gibi tarih okumaları güzeldir, iyidir.
Hz. Ebu Bekir döneminde Fucae’nin yakılması olayı ile birlikte orduların genel komutanı Halid b. Velid’in mürtedleri yaktırdığı bilgilerine de sahibiz. Halid, komutanlarına, “Ezan sesi duymazsanız yürüyün her türlü işkence ile öldürün ve yakaladığınızı yakın.” emrini verdi. Yine Halid b. Velid’in, Süleymoğullarından bazılarını yakaladıktan sonra ahırlara doldurup yaktırdığı aktarılır. Halid’in mürtedleri yaktığı Hz. Ebu Bekir’e bildirilince görevden almamış, “Allah’ın çektiği kılıcı kınına sokmam.” demişti. Hz. Ali’nin komutanının da Muaviye’nin bir görevlisini yaktırdığını, yine Hz. Ali’nin halifeliği sırasında bir grubu yaktırttığını öğreniyoruz. Yine Muaviye’nin valisi, Hz. Ebu Bekir’in oğlu Muhammet’i Mısır’da öldürdükten sonra eşek derisi içinde yaktırmıştı. Yine Hz. Ali’nin kendi katili için öldürüldükten sonra yakılmasını emrettiği nakledilir. Ayrıca buna benzer Araplar arasında eskiden beri yakarak öldürmenin veya öldürdükten sonra yakmanın yaygın olduğunun örnekleri verilebilir. Kaynaklar: Vakıdî - Belâzurî, Fütûh - Taberî - İbn Hayyat - Buhari, Fiten - Belazuri, Ensabu’l Eşraf - Buhari, Cihat - İbn Hanbel - İbnü’l Esir.
ANKARA OKULUKitabı okudu
Reklam
“İki ordu Sıffin denilen yerde karşı karşıya geldiler. Bölgeye önce ulaşan Muaviye, Fırat nehrini kontrolüne alarak rakibine su vermedi. Suyun serbest bırakılması konusunda görüşmeler fayda vermeyince Hz. Ali, Eşas b. Kays komutasında bir birlik gönderdi ve suyu ele geçirdi. Ancak Muaviye gibi davranmayarak Şam askerlerinin de sudan istifade etmelerine izin verdi.”
ANKARA OKULU
Mu’tezîlî olmasına rağmen tefsirine kayıtsız kalınamamıştır. ;)
Fahr-ı Harizm (Harizm’in gururu) olarak da ismi anılan Zemahşerî, takma ayaklı, koltuk değneğiyle dolaşan ve hayatı boyunca hiç evlenmemiş, kendini ilme adamış kudretli bir ilim adamıdır. Mekke’ye gittiğinde Araplara şöyle seslendiği rivâyet edilir: “Ey Mekke’nin Arapları! gelin atalarınızın dilini benden öğrenin!” Anadili Farsça olan Zemahşerî bir Arap dili ve edebiyatı üstadıdır. Nitekim ünlü tefsiri “Keşşaf” bunun en güzel delili olarak bütün İslâm dünyâsınca kabûl görmüş, Kur’an’ın dil incelikleri, i’caz ve nüktelerini öğrenmek isteyen talebeler yıllarca Keşşaf’ı medreselerde okumuşlar, ellerinden düşürmemişlerdir.
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hatta denilebilir ki Mu’tezîle ekolü özellikle Moğol istilâsından sonra her ne kadar isim olarak yaşamasa da fikirleri ve etkileri diğer akılcı akımların dimağında hep devâm etmiştir. Nitekim Osmanlı’nın son Şeyhu’l-İslâm’ı Mustafa Sabri Efendi, Mâturîdîliği esâsında gizli Mu’tezîle olmakla ithâm ederek terk etmiştir.
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
30 Temmuz 762’de kadim Babil’in kalıntılarının doksan, İran’ın eski başkenti Tizpon’un otuz kilometre kuzeyinde, Dicle Nehri’nin kenarında kalan bir tenha alanda bir kalabalık toplanmıştı. İslam âleminin yeni başkentini kuracaklardı. Daire şeklindeki kente kurucusu tarafından Medinet’üs Selam (Barış Kenti) ismi verilmişti. İşte o kent Bağdat’tı.
Reklam
Reklam
464 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.