Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kardelen ÇİÇEK

Kardelen ÇİÇEK
@Kardelenc·Bir kitabı okumaya başladı
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül ŞeylerYalçın Tosun
7.7/10 · 1.352 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Dokunma Dersleri
Dokunma DersleriYalçın Tosun
7.6/10 · 620 okunma
O kadar özlememe rağmen canını yakmak istiyorum. Bir bakışımla, bir sözümle damarına basmak, yaralamak istiyorum. Ama tüm bunları yapmak yerine, onu görür görmez kilitleniyor, ne yapacağımı bilemiyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Elini de ağzına götürüyor güler gülmez; ne de olsa bu yabancı eyleme yüzünü alıştırması gerek. Gözleri bi tuhaf bakıyor. 'Bakışlarındaki parlayan dehşet bu yabancılık tandır,' diye düşünüyorum, 'gülmeyi bilmemekten.'
Her şeyin bir sebebi mi olmalı, demek istiyorum. Senin bu kadar çok konuşmanın bir sebebi var mı? Peki, babamın bu kadar susmasının? Ben bir sebep gösteremem size. Göstersem bile sebeplerimi beğenmezsiniz siz. Hem, ben size bu yaşınıza kadar kendinizi nasıl olup da öldürmediğinizin sebebini soruyor muyum?
Reklam
Babam hâlâ alnımın arkasındaki ormana bakıyor. Annemin varlığıyla nasıl da gölgelenmiş. Kederlerinin ve sevinçlerinin sınırları hep onun tarafından çizilmiş. Kendi kendinin sureti olmuş babam. Kalkmak, omuzlarından tutmak ve sarsmak istiyorum onu. Belki biraz daha ileri gidip bir tokat atmak, annemli hayatının bitmeyen hayhuyunda ölmeyi çoktan unutmuş da, sanki şimdi bunun derin keder ve pişmanlığında savrulmakta olan babamın kendine gelmesini sağlamak. Ben ve nafile ümitlerim!
Sanki benden çok daha iyilermiş de, ölmeyi aslında bir kerecik bile düşünmemişler gibi. Zavallılığın, diye geçiriyorum içimden, ne çok giysisi var.
Neden böyledir annesi? Neden her şey onunla ve o bir türlü tarifi zor karanlığından kurtulamayan duygula rıyla ilgilidir her zaman?
... perdeyi ürkekçe aralayan bir elle karşılaştım önce. Sonra kül gibi bir yüz belirdi. Onun yüzüne benziyordu benzemesine ama tuhaf olan bir şeyler vardı. Sanki yüzü acemi bir el tarafından bozularak parçalarına ayrılmış, sonra tüm parçalar itinayla bir araya getirilse de, tam olarak eski haline dönememişti.
Düşlerimden de eksilerek, yavaş yavaş kayboldu Dilan. İlk yakıcı günahlarımızı, şefkatin şehvetle henüz yer değiştirmemiş olmasının tenimize verdiği o billur tazeliği, çocukluğumuzun bizi hızla terk etmesinin getirdiği o büyük acıyı unuttuğumuz gibi unuttuk onu. Hafızamızın korkulan dallarının arasına, kendi puslu ve karanlık ormanlarımızın en derinine gömerek unuttuk.
Reklam
Ağlamak istiyor, ama uzun yıllardır hiç ağlamadığından unutmuş, nasıl yapacağını bilmiyor.
Hiçbir yabancıyı üzmek istemiyordum. Onları tanımıyordum ve belki de tam da bu sebepten, benım için çok değerliydiler. Böyleydim işte ben. Yakınımdekileri gönlümün dilediği gibi üzüyor, ama bir yabancıyı üzme fikrinden oldum olası dehşete kapılıyordum.
Sayfa 116Kitabı okudu
Anlaşamadık. Öyle vazolar falan havada uçuşmadı belki, ama aramızda hep bir gerginlik vardı; kocaman, her daim kımıldanan soğuk bir yılan gibi durdu öyle yıllarca.
İyice acıtana kadar sıktım gözlerimi ve bir şeyler değişene kadar bekledim. Aynadakinin kim olduğunu anlayana kadar. Daha önemlisi, benim kim olduğumu anlayana kadar... Bana oldukça uzun gelen bir süre boyunca. Bekledim.
Bir süre sonra sözcüklerin yerini başka şeyler alır. Sözleri tozlanmasın diye özenle paketleyerek rafa kaldırma sanatıdır evlilik.
167 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.