Artık dünyanın neresinde bir cocuk ölürse orası Gazzedir.
Bir bebek bir yaşına girdiğinde annelerinin memelerini ararken, kor gibi yanan namluları emmeye başladıkları yerin adi Gazzedir.
Yağmur bir futbol sahasında çocuğun atacağı golleri yutmak icin sira beklerken, çocugun çelimsiz vücudunu kursun yağmurları yutuyorsa orası Gazzedir.
.... Artik dünyanın neresinde bir cocuk ölürse oraya Gazze diyeceğiz.
Duvarların cepecevre sardığı bir olum kampına dönüştürülen Gazze de, cocuklar ölmeye devam ettiği surece hicbir masal tamamlanmayacak, hicbir cocuk sarkisi melodisini bulamayacak, hicbir oyunun sonu gelmeyecek, hicbir top zıplamayacak, hicbir tebeşir tahtaya yazmayacak.
Çocukluk dünyasına dair hicbir renk gercek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan boyle.
Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her sey...
Adamın ellerini tutuyor ve göğsünde boynunda gezdiriyor. Vücudunun her yaninda çetnik yaralar var. Her yanina bicaklarla cizikler atmislar. Tecavüzle yetinmeyip parca parca kanatmıslar zarif bedenini. Her gun bir yani olsun diye durmadan düşünmeden kucuk kesiklerle doldurmuslar her tarafını.
Adamın ellerini yaralarinin uzerinde gezdiriyor usulca. Aradan yillar geçmiş ama yaraların izleri geçmemiş. Yillar geçmiş ama kulaklarındaki sağırlığa rağmen çığlıklar silinmemiş.
Erkeğin gözleri görmüyor ama parmak uçlarında hissediyor acilari. Parmak uçlarıyla duyuyor, parmak uçlarıyla ağlıyor, parmak uçlarıyla hissediyor acilari.
....
Kadınların yaralarını erkeklerin gözyaşları dindirir ancak.Erkekler ketumlaştıkça, gözleri kurulaştikca, acisi dinmemiş kadınların sayisi artıyor.
...
"Bir gun ağlamaya kalkarsam beni bir odaya kapatmak zorunda kalirsin..." diyor kadin.
Çünkü kadınların sahici gözyaşlarına katlanılması güç acılar sinmiştir.