Bir süre sonra geri çekildim ve kollarımı beceriksizce kucağıma koydum. Yüzünde hâlâ şaşkın bir ifade vardı. Dudaklarına dokundu ve sırıttı.
"Bir erkek eve döndüğünde böyle karşılanmak ister."
Bir kahkaha attım, kendine gelmesine çok sevindim. Şüphelerimi ve endişelerimi bir kenara bıraktım, yeniden bir ilişkinin parçası olmadan önce bir süre normal bir insan gibi hissetmeye ihtiyacı olduğunu düşündüm. Acıyla inledi ve rahat etmesi için geri çekildim. Ben çekilince rahatlamış gibiydi.
"Sana bir soru sorabilir miyim" dedi.
"Tabii ki sorabilirsin." dedim.
Saçlarıma dokundu ve kurdeleyi parmaklarına doladı.
"Sen kimsin?"
Sayfa 533Kitabı okudu
Artık dünyanın neresinde bir cocuk ölürse orası Gazzedir.
Bir bebek bir yaşına girdiğinde annelerinin memelerini ararken, kor gibi yanan namluları emmeye başladıkları yerin adi Gazzedir.
Yağmur bir futbol sahasında çocuğun atacağı golleri yutmak icin sira beklerken, çocugun çelimsiz vücudunu kursun yağmurları yutuyorsa orası Gazzedir.
.... Artik dünyanın neresinde bir cocuk ölürse oraya Gazze diyeceğiz.
Duvarların cepecevre sardığı bir olum kampına dönüştürülen Gazze de, cocuklar ölmeye devam ettiği surece hicbir masal tamamlanmayacak, hicbir cocuk sarkisi melodisini bulamayacak, hicbir oyunun sonu gelmeyecek, hicbir top zıplamayacak, hicbir tebeşir tahtaya yazmayacak.
Çocukluk dünyasına dair hicbir renk gercek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan boyle.
Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her sey...
Sayfa 47Kitabı okudu
Adamın ellerini tutuyor ve göğsünde boynunda gezdiriyor. Vücudunun her yaninda çetnik yaralar var. Her yanina bicaklarla cizikler atmislar. Tecavüzle yetinmeyip parca parca kanatmıslar zarif bedenini. Her gun bir yani olsun diye durmadan düşünmeden kucuk kesiklerle doldurmuslar her tarafını.
Adamın ellerini yaralarinin uzerinde gezdiriyor usulca. Aradan yillar geçmiş ama yaraların izleri geçmemiş. Yillar geçmiş ama kulaklarındaki sağırlığa rağmen çığlıklar silinmemiş.
Erkeğin gözleri görmüyor ama parmak uçlarında hissediyor acilari. Parmak uçlarıyla duyuyor, parmak uçlarıyla ağlıyor, parmak uçlarıyla hissediyor acilari.
....
Kadınların yaralarını erkeklerin gözyaşları dindirir ancak.Erkekler ketumlaştıkça, gözleri kurulaştikca, acisi dinmemiş kadınların sayisi artıyor.
...
"Bir gun ağlamaya kalkarsam beni bir odaya kapatmak zorunda kalirsin..." diyor kadin.
Çünkü kadınların sahici gözyaşlarına katlanılması güç acılar sinmiştir.
Sayfa 91Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Sizin matematiğinizin hesaplayabildiği bir Tanrı'ya inanmıyorum.
Sayfa 53Kitabı okudu
Elektrik süpürgesi ölüsünü almaya gelen tekerlekli sedyenin izlerini yok etmiş.
Bekliyorum.Ruhunun yanıma gelmesini.Sesini duymayı. Rose öldüğünde, aylarca portakal bahçesinde varlığını hissettim. Belki de benim hayal gücümle alakalı bir şeydi ama yine de oradaydı. Ama Jenna sanki hiç var olmamışcasına gitti. Aynada gölgesi bile kalmadı.
Yorganı açıp yatağına giriyorum.Nevresim takımları yeni kokuyor. Belki de öylelerdir çünkü onları ilk kez görüyorum.Beyaz zemin üzerinde, küçük mor çiçekli.Saten yorganı da gitmiş. Köşesinde vişne suyu lekesi olan. Jenna yer yüzünden silindi. Baş ucunda ki aşk romanı dışında ardında hiç bir iz bırakmadan. Vaugh'nın bodruma indiği öğleden sonra başına neler geldiğini asla öğrenemeyeceğim. Benimle kaçamayacak. Okyanusu göremeyecek. Bir daha asla dans edemeyecek. Nefes alamayacak.
Yüzümü yatağa bastırıyorum. Öldüğü yere. Parmaklarımı saçlarına bastırdığımı hayal ediyorum.Kendimi zorlayarak sesini duyuyorum.
Buradan gideceksin ve her şey harika olacak
''Sana inanıyorum,'' diye fısıldıyorum.
Sayfa 308Kitabı okudu
''Hatırladıklarına benziyorlar mı?'' diye soruyorum.
''Ben..'' sesi titriyor. ''Ben okyanusu hatırladığımı sanıyordum ama yanılmışım''
Ona sokulduğumda, kolunu omzuma atıp beni heyecanla göğsüne bastırıyor.
''Sence bunlardan birisini kullanabilir misin?''
''Elbette.''
''Emin misin?''
''Yanılıyorsam, en kötü, ölürüz.''
Gülüyorum.''Bana uyar.''
Sayfa 336Kitabı okudu
Jımmy sıkı sıkı ellerimi tutarken, tereddütle mezara baktım.Bir an için onu gördüm.Gerçekten de gördüm.Parıltılı beyaz mezar taşı öylesine gerçekmiş gibi geldi ki, elimi uzatsam dokunabilecekmişim gibi hissettim. Gözlerimi kırpıştırınca, orada mezar falan olmadığını, sadece çimlerle kaplı olduğunu fark ettim.
''Demek buradaydı'' dedi Jımmy sesindeki tuhaf saygı ifadesi ile.
Evet der gibi başımı sallayıp gözlerimin yaşlarla dolduğunu hissettiğimde, ansızın o gece hissettiğim acıya karşı koyamayacakmışım gibi hissettim.
''Yazısı çok hüzünlüydü'' diye fısıldadım. ''18 yaşında çok erken kaybedilmiş bir hayat.Çok sevgili bir oğul ve vefakar bir arkadaş. Sana olan sevgimiz sonsuza dek yaşayacak.''
Bu sözlerin mezar taşına olduğu kadar, zihnime de kazındığını fark etmemiştim.
Sayfa 306Kitabı okudu
Jımmy ne demek istefiğimi anlayınca bana bakıp sırıttı.Tam o sırada, garson bizi masamıza götürmek için yanımıza geldi.
''Son spagettimi seninle paylaşacağımı umuyorsan, unut gitsin. Son köfteye gelince....Kesinlikle benim.Seni o kadar da sevmiyorum!''
''Bella Notte'yi söylemeye başlamadığın sürece sorun yok.'' dedim Jımmy'nin şarkı söyleme yeteneğinin olmadığını hatırlayarak.
Masamıza giderken ikimizde hala esprilerimize gülerken, Jımmy'nin öylesine söylediği son sözler kulaklarımda yankılanıyordu: Seni o kadar da sevmiyorum. Bu öylesine söylenmiş bir laf mıydı, yoksa kazara söylediği bu lafın arkasında bir gerçekte var mıydı? Jımmy'nin bir yanı benim için hala öyle hisler mi besliyordu?
Sayfa 172Kitabı okudu
Neil karşısında, tıpkı hayal ettiği gibi gri bir takım elbiseyle duruyordu. Geniş omuzları dimdikti ve gözleri onunkilerden hiç ayrılmıyordu. Yanında Rick, Blake ve Carter vardı.
Mükemmel...
Neil gergin görünüyordu, sanki endişelenecek bir şeyi var gibi. Gwen zaten onundu. Yemin etmeden, yüzüğü parmağına takmadan da onundu. O bilmese de aylardır onundu.
Rahibin karşısında vardığında gülümsedi.
''Çok güzelsin'' diye fısıldadı Neil.
Gwen alt dudağını ısırdı.
Sonra Neil, kendisini durduramıyormuş gibi eğilip onu öptü.
O sırada arkasından birini boğazını temizledi.''Ah,Neil... Daha o kısma gelmedik.''
Gwen kıkırdadı, sonra rahibe dönüp hayatını kocasına adadı, yine ve yeniden...
Sayfa 428Kitabı okudu
''Barış ne demektir biliyor musun Charlie?''
Charlie kafasını salladı.
''Barış, insanların birbirlerine gerçek adlarını söyleyebildikleri bir zamandır.''
Ben allak bullak olmuştum.Bozkır birden çiçeklenmiş, kımıldamış, karanlıkları kovmuştu sanki.Ve bu engin bozkırda ben iki âşık görmüştüm.
Sayfa 60 - ötüken yayınlarıKitabı okudu
Bitirip ona döndüğümde zafer kazanmışçasına gülümsediğini gördüm.Kaşlarım tekrar çatılırken, aklından geçen tilkilerin kuyruklarını nihayet salladı.''Üzülerek söylemeliyim ki sevgilim, bir maddemizi ihlal ettin.''
''Ben mi?Hangi maddeyi?''
''Beşinci.''
Aldığım cevapla beşinci maddeyi okudum.
''Karşı tarafı merakta bırakacak hal ve davranışlardan kaçınılacağına...''
''Ve sen beni merakta bırakacak hal ve davranışlardan kaçınmadın.Telefonlarımı açmadın, mesajlarıma bakmadın.Uzun bir zaman boyunca nerede olduğunu dahi öğrenemedim. Bu yüzden altıncı maddeyi yürürlüğe koyacağız.''
Şok içerisinde konuştum. ''Ciddi değilsin, değil mi?''
''Gayet ciddiyim.Ne yaşanmış olursa olsun, bu ateşkes biz nefes alıncaya kadar geçerli, Irmak.Altında ki imzan bunun kanıtı.Ve sen bir maddeyi çiğnedin.Bu nedenle benim dediğim şeyi yapmaya yükümlü olduğunu inkar etmeyeceksin umarım?''
Kabul etmeyi istemesem de, o kadar ezici bir üstünlükle konuşuyordu ki, karşı gelsem bile beni kolaylıkla alt edeceğine emindim.Yanaklarımı şişirdim.''Ne istiyorsun?'' diye sorarken, en fazla ne isteyebilir ki diye teskin ediyordum kendimi.
''Benimle evlenmeni.''
Sayfa 472Kitabı okudu
''Tama o halde Ahsen'e selam söyle.''
''Baş üstüne.'' dedim gülümseyerek ''Görüşürüz Savaş''
''Enişte gibi enişte ya.Bak, bana selam gönderdi.Onaylıyorum ben bu adamı, verdim gitti.''
Sayfa 170Kitabı okudu
Sonra sessizlik doğdu aramızda. Ta ki, ben söz alana kadar. ''Ne kadar kalmayı düşünüyorsun Barış?''
''Sen dönene kadar.Bu durumda benim sana sormam gerek.Ne kadar kalmayı düşünüyorsun Irmak?''
''Hiçbir şey için değil ama, beni, seni kaybetme fikriyle bu kadar korkuttuğun için seni asla affetmeyeceğim Aslı.''
Sayfa 150Kitabı okudu