"Küsmek nedir bilir misin?...
Küsmek dürüstlüktür.
Çocukçadır ve ondan dolayı saftır.
Yalansızdır.
Küsmek; seni seviyorumdur...
Vazgeçememektir.
Beni anlatır küsmek.
Kızdım ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
Küsmek; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için degerlisindir.
Küsmek, sevdiğini söyle demektir... Hadi anla demektir...
Küsmek; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır...
Yani, diyeceğim o ki:
Ben sana küstüm!..."
Okunsa da olur okunmasa da olur kategorisinden bir kitap. Yazari ikinci okuyuşum bu kitaplar.ekimde.olmasa elim gidipte almazmışım sanırım. Düz bir kitap. Atraksiyonsuz, klişe... Ben sıkıldım açıkçası. Söyleceklerim bu kadar.
Lisedeki tarih öğretmenim "Kitapları birbirinden ayırma, hepsini oku, ondan sonra iyi mi kötü mü kendi içinde karar ver." demişti. Bu kitabı okuduktan sonra o dediğini daha çok anladım. İyi olarak göreceğim hiçbir yanı yok. Bu yaşananlar gerçek aşk değil bana göre. Kitapta yanlış lanse edilen aşk sevgi ve hoş görülen cinsiyetçilik çok. Küfür ederken "erkek" diye küfür edip erkekleri aşağılayan Merve adındadaki baş karakter; kadın diye, seviyor diye sevdiğini (!) hapis eden ve psikolojik şiddet uygulayan Demir adındaki baş karakter... Bu gerçek aşk değil, bağlılık bu değil. Bu ve bunun gibi kitaplar edebiyata ve edebiyatçılara hakarettir. Toplumsal yargı ve kuralları aşmamış ve hatta onları normal görüp benimseyebilen insanların, "ayy ne kadar güzel aşka bak" diye saçmalayan ergen kişiliklerin okuyacağı bir kitap.
Gizem Bilici'nin kitaplarını seviyorum ama bu kitabını diğerleri kadar sevemedim. Biraz bana karamsar geldi...
Kitabın konusuna gelince; Nazlı, üniversitede Edebiyat bölümü öğrencisi olup, ailesi Bursa’da kendisi ise İstanbul’da yaşamaktadır. Küçüklük arkadaşı ve aynı zaman da abisinin nişanlısı ile aynı evde yaşayan Nazlı, liseye giden ve annesi ise sorunları olan Melis’e özel ders vermektedir. Nazlı aşkını kaybettikten sonra her şeye kendini kapatmış hatta Ona aşkını hatırlattığı için Bursa'ya bile gidemiyor . Çünkü O hala Selim'i seviyor
Yiğit, Melis’in abisi olup, Kanada’da annesinin yanından kaçmış ve orada yaşam sürdürürken birden Türkiye’ye dönme kararı almıştır. Melis ile vakit geçiren Nazlı abisi ile yani Yiğit ile tanışmış olup, bu durum ona sıradan gelmiştir. Fakat Yiğit, Nazlı’yı ilk gördüğü andan itibaren ondan etkilenmiş fakat belli etmemiştir. Sonra Nazlı'yla arkadaşlığını ilerlettikçe Ona açılmaya karar verir ve nazlı Onu istemez. Sonra Yiğit Nazlı'dan uzaklaşır ama Nazlı çok üzülür. Çünkü aynı zamanda bir arkadaşını ve omzunda ağladığı dostunu da kaybetmiştir ve Nazlı gidip Yiğit'ten özür diler ve Ona bir şans tanımaya karar verir.
Erdem Nazlı’nın abisinden öte küçüklükten berri yanında olan kişilerdendir. Selim'le birlikte Erdem'i de kaybedince daha çok üzülmüştür Nazlı ama Erdem geri dönüp kendini affettirir.
Kitabın devamını da tabi ki okuyacağım...
İyi okumalar....