Bu kitabı ben bir öneri üzerine okudum. Aslında hiç beklemediğim bir zaman diliminde gerçekleşti her şey. O sıralar hayattan sıkılmaya başladığım ve her günün birbiriyle tamamen aynı olduğu dönemlerdi. Bahsettiğim o anlamsız günlerde, bir adam Peter Pan kitabının önerisiyle çıktı karşıma. İşte dönüm noktalarımdan birisi bu adam oldu. Bu yüzden
Yine yürüyorduk hep birlikte. Üç kişilik bir hayattı bizimkisi. Yürüyorduk ama nereye gidiyorduk sahi Kumral. Yüz ifadene bakıyorum ve anlıyorum ki sen de bilmiyorsun nereye gittiğimizi ancak bir önemi yoktu çünkü birlikte yürüyorduk ve sohbet çok koyuydu tıpkı gözlerinin kahvesi gibi.
Yazmak için bir sayfa açıyorum ve bana ne düşünüyorsunuz diye soruyor.
Ne düşünüyorsun yanlış bir soru asıl soru ne hissediyorsun olmalı. Çünkü öylesine kuvvetli hislerim var ki düşünmek için fırsat bile tanımıyor.
-Peki Esracım ne hissediyorsun?
+ Nasıl anlatsam bilmiyorum. Yorgunum ama bu bedensel bir yorgunluk yani bilirsin iş güç gibi meşgalelerin yaratmış olduğu doğal süreç. Ancak bir şey var.
-Ne var?(Heyecanlı)
+ Dur dur sakin ol. Anlatıyorum. Bilirsin detaylandırmayı seviyorum. Bir şey var demiştim en son. Bu şey o yorgunluğu alıyor ve kuytu köşelere gizliyor.
- Nedir bu şey?
+ Birisinin birisine karşı duyduğu karşı konulamaz bir his. Nerde olursan ol hep ona doğru çekilirsin. Hayatın tüm hareketliliğini unutturur ve tüm ilgiyi üzerinde toplar ve sen bütün mesailerini ona harcamak istersin.
- İnanılmazsınnn sen deli gibi aşıksın ona.
"Bu günlerde iyi bir dinleyici bulmak o kadar güçleşti ki hayalimdeki kadınlardan bile bu kadarını beklemediğimi itiraf etmeliyim siz kurduğum hayallerden de güzelsiniz"
"Evet, insan ömrünü iki kere ikinin peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, yaşamını harcar, ama aradığını eline geçirmekten inanın ki korkar. Çünkü onu bulur bulmaz, artık arayacak başka bir şeyinin kalmayacağını bilir."