Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.38
Özer Şanlı
Özer Şanlı
@Kebikec1
Okudukça, okuduklarımın çokluğunu değil, ne kadar az okuduğumu farkettim.
Emekli Astsubay
Lisans
Ankara
Ardahan
134 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kitabı okuduktan sonra; yeni Türk Devletinin, cephede mücadele ettiği rakipleri tarafından hür ve müstakil olarak kabul edilmesinin belgesi olan "Lozan Anlaşması"nın hikayesini bizzat o anlara tanıklık etmiş bir gazetecinin gözünden okumanın memnuniyetini duydum.
Kitap, tarafsız önyargılardan uzak bir şekilde kaleme alınmış. Cephedeki savaşın yanında masa başında yapılan savaşın da ne kadar zor ve önemli olduğunu bir kez daha anlama fırsatı buldum.
Kitabı okuduktan sonra İsmet Paşa'nın büyük bir devlet adamı olduğunu adeta yedi düvel ile masa başında da meydan savaşı yapan ve aynı cephede olduğu gibi istediğini almayı başaran satranç ustası olduğunu görmüş oldum.
Kitabı okumaktan büyük bir memnuniyet duydum. Yakn tarih meraklılarına, kulaktan duyma, ne olduğu belirsiz yalan yanlış manipülatif bilgilere inanmak yerine, kaynağından bilgi veren bu kitabı okumalarını tavsiye ederim.
Nicollo Machiavelli "Prens" isimli eserinde yazdıkları ile o günden bu yana eser farklı bakış açıları ile yorumlanmış ve eleştirilmiştir.
Bana göre iktidarın ve ülke topraklarının kaba kuvvetle değiştiği dönemde, sarayın içinden birinin erdemli fikirler yazmış olmasını beklemek pek mümkün olmasa gerek.Kitabı kimilerinin "Şeytanın Kitabı" olarak nitelendirmesini haklı bulmuyorum çünkü o günün şartlarında "Prens" te zaten bir iyilik meleği değildi.
Kitap ile Machıavelli ile biraz daha yakından tanışmış oldum. Kendi adıma bir dönemin düşünce sistemini, mantığını tanımak açısından güzel bir deneyim oldu.
Meraklısına kitabı okumalarını tavsiye ederim.
"Bilinçli Cehaletin Sosyolojisi" isimli kitap deneme türünde kaleme alınmış bir eser. Kitabın yazarı olan Berat Demirci'yi "Bizim Sivas" isimli yerel bir gazetedeki köşe yazıları ile tanıdım. Daha sonra sosyal medyada takip ettim. Berat Demirci, edebi ve felsefi bilgi birikimi olan entelektüel bir akademisyen.
Berat Demirci kitapta kaleme aldığı denemelerinde toplumsal problemlerinizi çok naif bir üslup hicvetmiş, aynı zamanda okuyucuya yaşadıklarının bir aynasını tutmuş.
Kitaptaki yazılar 38 başlıkta toplanmış, ama ben bunlardan;
Audinin Dört Meleği,
Ekonomik ve E-Komik Halimiz,
Köy Tükendi Toprağımızı Kurtarın,
Trendeki Özgürlük,
Tam Süspansiyonlu Bürokrasi ve Ahlaki Zemin'i daha çok beğendim.
Türkçenin etkin kullanımı, ele alınan konuların birbiri ile uyumu okurken yazı bitmesin istiyor insan.
Türkçe ve edebiyat severlere kitabı tavsiye ederim.
Okur Takip Önerileri
"Gerginlik Toplumu" deneme türünde ele alınmış yazılardan oluşan bir kitap. Yazarı olan İhsan Kurt bir eğitimci: şiir, roman, gezi yazısı, psikoloji, biyografi alanlarında 40 kitabı olan, aydın bir kişilik. Bu durum kitaptaki yazılarında fazlası ile hissediliyor. Yazar "Gerginlik Toplumu" adlı eserinde günümüz insanın toplumsal ve psikolojik durumunu çok güzel tahlil etmiş, adeta okuyucuya ayna vazifesi görmüş. Yazarın bilgi birikimi ve tecrübesi özgün makaleler meydana getirmiş. Özellikle içinde yaşadığımız ortama eleştirel bakış açısı ile bakması, doğru bildiği fikirleri yalnız kalmak ve bedel ödemek uğruna dahi savunması günümüzde pek rastlanılabilecek bir durum olmasa gerek diye düşünüyorum.
Esere konu olan yazılardan bazılarını;
Kültürel Çöplüğe Doğru,
Çıkar Toplumu ,
Dalkavukluk Psikolojisi,
Adam Parlatma Mahvilleri,
Gerginlik Toplumunda Eleştiri
tekrar, tekrar okudum.
Kitabı çok beğendim, ufuk açıcı yazılar mevcut.Fikir yazıları okumayı seven; okuyan,düşünen, eleştirebilen, farklı bakış açışı olan okurlara kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.
Dr. Uğur Dolgun 'un "Şeffaf Hapishane Yahut Gözetim Toplumu" bir diğer başlık ile "Küreselleşen Dünyada Denetim ve İktidar İlişkileri" kitabı içinde yasamaya çalistiğimız modern dünyada ne olup bittiğini anlayabilmek açısından bize ayna tutan zihin açıcı bir kitap.
Kitabın adından da anlaşılacağı üzere zengin ve farklı bakış açılarına sahip dolu dolu bir eser. Dijital dünyaki insanı her yönü ile ele alınmış. İnsanın bu teslim olmuşluğunun iktidar çevreleri tarafından nasıl elverişli olarak kullanılmaya müsait olduğu örnekleri ile anlatılmış.
Özgür olduğumuzu ve yalnız kaldığımızı sandığımız elektronik dünyada aslında sürekli iz bıraktığımız için ha bire takip edildiğimiz, bütün kişisel mahremiyetimizi kaybettiğimiz, yönlendirilmeye ve kanalize edilmeye çok müsait olduğumuzu bilgi toplumu ile gözetim toplumu arasında çok ince bir çizgi olduğunu açıklayan harika bir eser.
Bilgi ve iletişime ilgi duyanların kitabı okumalarını tavsiye ederim.
"Cümbezin Kızı" 2023 yılı Emine Işınsu roman ödülünü almış, bir kitap. Yazarın bu ödülü hak ederek aldığını hem ödül jürisindeki insanların yetkinliğinden hem kitabı okuyunca daha iyi anlıyor insan.
Ülkü Demiray'ın kaleme aldığı "Cümbezin Kızı" Şiirsel bir dil ve üslûp ile yazılmış duygu dolu bir roman. Toplamda 132 sayfa olmasına rağmen, iyiki de fazla uzun yazılmamış çünkü, kitaptaki her bir sayfayı okurken adeta kağıt kesiği gibi insanın ciğeri kanıyor.
Konu, dil, üslup, kurgu harika, umarım hak ettiği ilgiyi görür.
Şehriyar, Türkiyede " Heyder Baba" şiiri ile tanınmaktadır. Kitapta şehriyarın hayatı, sanatı,eserleri ve şiirlerinden örnekler bulunmaktadır.
Şehriyar genelde hece vezni ile şiir yazmakla birlikte aruz vezni ile yazdığı şiirler de kitapta mevcuttur.
Şehriyar'ın şiirlerinde beni cezbeteden esas unsur duygularındaki samimiyet ve saflık olsa gerek. Şairin yazdıklarına gerçekten inandığını kalbi ve içten duyguları olduğunu düşünüyorum. Bu yüzdendir ki şiirlerindeki duygu çok çabuk okuyucuya geçmekte.
Dr. Yusuf Gedikli tarafından hazırlanan kitap şu anda Türkiyedeki en kapsamlı Şehriyar külliyatı olduğunu ifade edebilirim.
Maddiyat ve materyalizmin ön plana çıktığı günümüzde gerçek aşkın ve sevginin ne demek olduğu, sevgiliye olan özlemin ve onunla beraber olmanın içten ve saf duygular ile ifadesi "Tersa Balası" ve "Yar Gasidi" şiirlerinde kendini göstermektedir.Bu kapsamda saf ve temiz aşkın nasıl bir duygu olduğunu merak eden günümüz gençlerinin mutlaka okumasını tavsiye ederim.
Ayrıca Şehriyar'ın Türk beldelerine olan özlemi ve Türk birliğine yönelik şiirlerinin Türk Milliyetçiliği fikrine ilgi duyanların dikkatini çekeceğini düşünüyorum.
Şairin Türkiyede en bilinen şiiri olan "Heyder Baba" şiirinde yaptığı doğa ve insan tasvirleri ise insanı duygudan duyguya sevk etmektedir.
Şiir seven, edebiyat ve Türk dünyası ile ilgilenen herkese kitabı mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
"Yalnızız" Peyami Safa'dan okuduğum üçüncü romandı. Fatih Harbiye ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu genel anlamda toplu dış çevre (etraf) ve toplumsal meseleleri el alsa da "Yalnızız" daha çok bireysel olarak insanı ve onun iç mücadelesini anlatan bir eser.
Peyemi Safa'nın eserlerini fırsat buldukça okumaya çalışıyorum. Yazarın kitaplarını okudukça gerek kurguda, gerek karekterlerde ve gerekse olay örgüsünde müellifin matematik zekasını hissetmek bana ayrı bir keyif veriyor. Bu hususu Cingöz Recai serisinde dahi hissedebiliyorum.
Yalnızız eserine gelince: kitap genel olarak insanın toplumun bir parçası olarak kalabalıklar içinde, sosyal bir çevrede yaşasa da kendi içinde aslında "yalnız" olduğunu anlatıyor.
Olayların akışındaki süprizler, zıtlıklar, insan ve insan psikolojisine dair felsefi diyalogları okurken o sayfaların bitmesini istemiyorum.
Yazarın hayat hikayesini okumuş ve bu konuda biraz bilgi sahibi olan biri olarak kitabı okuyunca, kitaptaki bazı karekterlerin yazarın gerçek hayat hikayesi ile örtüştüğünü görmek, yazarın karekterlerine söylettiği bir takım fikirlerin aslında yazarın gerçek hayata gönderme yaptığını hissetmek kitabı okuyucu için daha çekici kılıyor.
Kısacası; Peyami Safa'nın genel olarak bütün eserlerini, özel olarak ta "Yalnızız" adlı romanını bütün edebiyat severlerin okumasını tavsiye ederim.
Goethe' yi daha önce Faust, ( Faust'un Tahlili ve Tefsiri ) ve Genç Werther'in ızdirapları adlı eserlerden okuyup yazarın kendine hayranlık duyan birisi olarak merakım Goethe ve İslam adlı eseri okumaya sevk etti.
Öncelikle kitabı yazan Katharına Momsen, Goetge uzmanı bir bilim insanı Goethe'nin eserlerini çok iyi
Kitabın yazarı olan Mustafa Öztürk'ün bu kitabını okumadan önce gazetedeki (Karar) köşe yazılarından ve YouTube kanalını takip etmek suretiyle fikirlerinden haberdardım.
Yazarın "Cahiliyeden İslamiyete Kadın" isimli eserini de okumuştum. Yazarın bu kitabını okuyan bir arkadaşım bir sohbet esnasında kitap ile ilgili fikirlerini
Hayalin Derinlikleri
Filibeli Ahmet Hilmi'nin A'mak-ı Hayal adlı romanı; büyük bir bilgi birikimi ve keskin bir zekanın örünü olduğunu daha ilk sayfaları okurken anlayabiliyor insan.
Okurken insanı derin düşüncelere daldıran, durup biraz okuduklarını anlamaya sevk eden bir roman, hani denir ya, bir nefeste okudum. Öyle bir nefeste okunacak bir kitap değil. Bu demek değildir ki dili ağır okunamaz, tam tersine İş Bankası Kültür Yayınlarından Mehmet Kanar eseri günümüz Türkçesine ustaca uyarlanmış.Gerektiğinde sayfa altlarında dipnotlar ve açıklamalar ile eserin anlaşılmasını kolaylaştırmış.
Gençler eserin ismi dolayısıyla önyargılı davranıp okumak istemeyebilirler, A'mak-ı Hayal, yani gücel ifade ile Hayalin Derinlikleri demek, zira bir defa okumaya başladıklarında en az batılı emsalleri kadar fantastik, felsefi ve bilimkurgunun içiçe geçtiğini fark edeceklerdir.
Romanı ben beğendim, okunmasını tavsiye ederim.
Dünyanın güçlü ordularınıdan biri olmanın haklı gururunu yaşayan Türk Silahlı Kuvvetleri, sahip olduğu gücü hiç kuşku yok ki, kendisiyle bütünleşen Türk halkından, tarihsel zenginliğinden, tarihin her döneminde olduğu gibi, birlik ve beraberlik ile her türlü güçlüğe göğsünü siper eden personelinden almaktadır. Erinden generaline kadar bir bütün olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ni oluşturan personel arasında bulunan astsubaylar geçmişten günümüze Türk ordusunun en önemli değişmez unsurlarındandır.
Astsubayların taşıdıkları rütbelerin Göktürk Veziri Tonyukuk'a kadar uzandığını , Türk ordusunun her döneminde görev aldıklarını ve kurtuluş savaşının kahraman pilotu Vecihi Hürkuş en bilinen Astsubay olduğu kitapta belirtilmiş.
Kitapta Astsubaylık mesleğinin tarihçesi hakkında detaylı bilgi verildikten sonra özellikle Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görev yapan Astsubayların TSK' yaptığı katkılardan bahsedilmektedir.
Kitap ile kendimde KKK mensubu emekli bir Astsubay olmama rağmen ordumuzun en güçlü meslek gruplarından biri olan Havacı Astsubayları ayrıntılı tanıma fırsatı buldum.
Kitabı Hava Kuvvetlerinde Astsubay olarak görev yapmak isteyen gençlere yol göstereceği düşüncesiyle okumalarını tavsiye ederim.
Bu vesileyle yurdumuzun korunması sırasında şehit olmuş bütün kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhunuz şad olsun.
Türk Hava Kuvvetleri Tarihinde AstsubaylarSalim Dikduran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201912 okunma
"Ayaşlı ve Kiracıları" Memduh Şevket Esendal'ın ilk okuduğum kitabı, kitap ve yazar hakkında bilgiyi kitap sitelerinde ve sosyal medyada edindim. Sonrasında kitabı okumaya başladım. Kitapta çeşitli sebeplerle bir apartman dairesinde kiracı olarak hayatlarını sürdürmek zorunda olan insanlar ve birbiri ile olan ilişkileri anlatılmakta. Yazarın önyargısız ve kendi doğrusunu okuyucuya dayatmayan yalın anlatımı hoşuma gitti. Kitaptaki, farklı fikir, duygu, sosyal ve ekonomik katmandan insanın bir arada yaşama halleri ve hayata bakışları ile günümüzün ötekileştirici, ayrımcı, kaba, üstten bakan insanını karşılaştırabilme fırsatı bulabildim. Güzel, yorucu olmayan bir okuma deneyimi oldu. Tavsiye ederim.
Okumaya başladığım ilk sayfalarda sıradan bir hikaye ve anlatımmış gibi duran hikayenin usta işi olduğunu sayfalar ilerdikçe daha fazla hissettim.
Yazarın kurguda okuyucuya aktarmak istediği duygu hiç ajitasyon ve duygu sömürüsü yapılmadan samimi bir şekilde kendisine geçtiğini anlayabiliyor insan.
Kurguda kullanılan sembollerin ( karlı yol, trafik kazası, navigasyon, fotoğraf makinesi vb.) romanın içine ustaca yerleştirilmiş olduğunu düşünüyorum.
Beğendim. Güzeldi. İyi ki okumuşum.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, "Tımarhane" bir solukta okunabilecek ve bir çırpıda anlaşılabilecek bir kitap değil. Bu kitabın dilinin ağır olduğu manasına gelmesin. Kitap gayet güncel ve akıcı bir Türkçe ile yazılmış. Kitabın konusu ve kurgusu çok etkileyici,; mitolojik, felsefi, psikolojik ve sembolik anlatımlar içiçe geçmiş durumda. Kitabı okurken kendi aynı zamanda bir matematik problemini yada bir bulmacayı çözer gibi hissettim.
Kitap için Cengiz Aytmatov "... bu çok derin felsefi bir eser, çok güçlü, çok duygusal... Okuyucunun bu tür bir edebi çalışmayı anlaması ve kabul etmesi için önce kendisinin hazır olması gerek.." diyor.
Ben kitabı çok beğendim, kitabı okurken yer yer Dostoyevski'nin ruhsal çözümlemelerini okuduğum hissine kapıldığım anlar dahi oldu.
Sultan Raev ve eserlerinin Türk okuyucusu tarafından tanınıp bilinmediği kanısındayım. Umarım tez zamanda eserin ve yazarının değeri ve kıymeti bilinir.
