I. Elizabeth dönemi İngilteresi'nde köleleştirme, insanlıktan çıkarma demekti; bir kadına ya da erkeğe köle gibi davranmak ise onlara hayvan muamelesi yapmak demekti.
(Eski Türklerde) küçük yaşlarda veliler çocuklarının evlenmesini uygun görerek evlendirebilirler. Fakat aynı evde karı-koca yaşantısına başlamadan önce ergenlik çağına gelmeleri beklenirdi.
Kemal Polat
Eski Türklerde baba ölünce oğul babasının hanımlarına bakmaya ve öz anası olmayanlarla evlenmeye mecburdu. Aynı Durum ağbey kardeş, amca yeğen için de geçerliydi. Baba ölmeden malları taksim etmişse kızlar mirastan pay alamazdı.
Kemal Polat
İlk derlenen Upanişad metinlerinde Brihadaranyaka Upanişad'da kadın, doğurganlık vasfından dolayı önemli görülmekle birlikte esasında erkeğin arzu ve isteklerini karşılayan bir figür olarak resmedilir. Nitekim kocasının isteğini yerine getirmeyen bir kadının önce tatlı dille ve hoşuna gidecek kimi hediyeler takdim edilmek suretiyle ikna edilmeye çalışılması gerektiği belirtilir. Bu girişimlere rağmen hâlâ kocasına yüz çeviren kadının ise şiddete varan fiziksel temaslarda bulunmak suretiyle yola getirilmesi gerektiği ifade edilir. (Brihadaranyaka Upanişad, 4.4.7.)
Cemil Kutlutürk
Toplum ve insanları ilgilendiren konularda belirtisel tarafsızlık mümkün değil. Çünkü bu konularda nesneler hakkında bir doğruyu ifade etmek yetmiyor. Anlam üzerine kurulmuş nesnelerle karşı karşıyayız. Dolayısıyla ifade edilen doğrunun da bir anlam yaratması gerekiyor.
Geleneksel kurum ve toplumsal referans noktalarının yerlerini modern dünyanınkilere bırakması doğal, sancısız ve kendiliğinden gelişen bir süreç değil.