Bâtını (1) şeyhi olup, Bozok - (Yozgat) Türkler'inden ve Amasya'nın "Turhal kasabası" halkından, "dirlik sahibi" yani, "tımarlı" olup, (2) "Derviş Celal" namıyla tanınan (Kızılbaş), büyük bir ihtimalle (3) Şah Ismail'in emrinde olup, onun isteklerine göre hareket ederek, rivayete nazaran, "kalender" kıyafetiyle Turhal taraflarına gidip bir mağarada yaşamaya başlamış ve: (- Mehdi gelecek (4) onu bekliyeceğim!) iddiasıyla ibadet ederek, halkın kendisine itikadını celbettirmeyi başarmış ve böylece, müridleriyle taraftarları her geçen gün daha da çoğalmış ve kendi tasarladığı çoğunluğa erişince, asıl maksadını açığa vurup, kendisini (Mehdi) ilan ederek, (20.000 süvari ve yayadan kurulu) bir kuvvetle çevresini istilaya girişmiş ve (Şah - Veli) ünvanıyla hüküm sürmeye başladığında; Osmanlı Devleti'nden bir çok bey ile yüksek dereceli memurlardan kurulu bir grup, adı geçen serdengeçtinin maiyetine geçti ve böylece meselenin şekli değişip, devlet aleyhine gayet tehlikeli sinyaller verilmeye başlanmıştı!...
KENDİ HALİNİ KONTROL ET
Ey hayır peşinde koşan kişi, sana hatırlatıyorum!
Eğer hidâyet / doğru yolun başlangıcı olan şeriat için kalbinde bir sevgi ve bağlılık varsa...
Şeriata uymuş ve onun emirlerine boyun eğmişsen... Artık ilim denizine dal ve orada ilerleyebildiğin kadar ilerle.
Eğer hidayetin başlangıcına ayak basmış, ilim yoluna girmişken, şeriatın emirlerini yerine getirmekte kalbinde bir tembellik oluyor ve içinden sonra yaparım düşüncesi geliyorsa, bil ki bu düşünce nefs-i emmâredendir.
Nefs-i emmâre ise şeytana itaat halinde olup seni gurur ve kibir ipiyle bağlamak ister. Seni bu iple yavaş yavaş bağlayarak, kandırıp şeytana itaat etmeye ve helake sürüklemeye çalışır.
Nefsin gayesi, seni hayır yolundan çıkarıp şerre sürüklemektir. Sonunda seni, kendilerini doğru yolda zannettikleri halde felâkete gidenler ve hüsrana uğrayanlar topluluğuna katmak ister.
Âyet-i kerimede şöyle buyuruluyor:
قُلْ هَلْ يُنَبِّئُكُمْ بِالْأَخْسَرِينَ أَعْمَالَا الَّذِينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعا
"De ki (yaptıkları) işler itibariyle en çok ziyana uğrayanları size haber vereyim mi? Bunlar, kendilerinin iyi bir iş yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çalışmaları boşa giden kimselerdir."
(Kehf sûresi, âyet: 103-104)
Sen hayır / ilim yolundayken, şeytan sana vesvese vererek, sana ilmin ve âlimin üstünlüğünü anlatan hadis-i şerif ve haberleri (sahâbe ve tâbiîn sözlerini) hatırlatarak seni amel ve ibâdetten uzaklaştırmaya çalışır.
Bir şeyleri tutuşturun elime
Bir bardağı kırmalı, ekmeği öpmeli
Bir çay kaşığından almalıyım hıncımı
Ben bu kadar korkak değildim beyler
Büzülüp kalmazdım yâr köşesinde
Ben bu kadar feveran
Bu kadar kül tablası
Kamaramda can çekişen çığlıklar
Hem beni yutuyor hem benliğimi
Denizi devirdim; hayalim ıslak
Sulara gömüldü göz kapaklarım
Lâmbayı söndürdüm; mumlar eridi
Bir geminin güvertesinden aldım
Sahile taşıdım tutkularımı
İskele yanıyor, kumlar eridi
Göğsümü ateşle dolduran bu çağ
Yıkılsın, yıkılsın artık bir akşam
Bir çöplüğün sonsuz karanlığına