Musafa Kutlu'nun okuduğum ilk kitabıydı.Kitapta Bulgaristan göçmeni Ali ve oğlunun hikayesi anlatılmış.Bulgaryalı Ali zamanında oğlunun annesini -dillere destan olacak şekilde-kaçırdığı için hiçbir yerde uzun soluklu kalamamışlar. O şehir senin bu köy benim senelerce dolaşıp durmuşlar.
Bulgaryalı Ali güler yüzlü, duygusal, iş bitiren bir adam ; her mahalde hayata tutunmayı başarmış.Ancak gördüğü haksızlıklar , zorbalıklar sebebiyle bulunduğu yerden ayrılmak zorunda kalmış . (Yalnız adam her ayrıldığı yerden destansı biçimde ayrılıyor )
Bu hikayede sadece Bulgaryalı Ali ve oğlunun değil onlara dokunan hayatların da hikayesini okuyacaksınız.
Kitapta yer alan karakterlerin tren vagonunda yaşıyor olması bana hayatın bir yolculuk olduğunu hatırlatıyor. Tabi bu durumda hepimiz birer yolcuyuz. Bazen duraklarda karşılaşıyoruz, bir müddet birbirimize refakat ediyoruz sonra vakti gelince yollar ayrılıyor.Herkes bir yere gidiyor ve herkesin yolu farklı . Bizi terk etmeyen tek yol arkadaşımız; sevinçler, üzüntüler, aşklar ve fedakarlıklar yani hatıralarımız oluyor.
Mustafa Kutlu'nun yaptığı betimlemelerle sizde bu yolculukta Bulgaryalı Ali'ye yoldaşlık edeceksiniz.Baba ve oğulun aynı kaderi paylaşan kısır döngüsünü okuyacaksınız...