Zorbaların arasında tehlikeli bir nifak,
Uyrukların içinde uygunsuz biriyim
Cesur ve onurlu diyecekler halbuki suskun ve kederliyim
Halksa kal’am onu kal’a kılan benim.
Boşanır damarlarıma yılların kahraman gürültüsü,çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
Savaş bitmiş, ben nöbette unutulmuşum
Savaş bitmiş, ben bunu koynumun boşluğuyla anlıyorum.
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım. Tasımı tarağımı topladım geldim. Neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. Bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim. Beni uyandır.
Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi
Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım
Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden
Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
Aptalca beklerim o hiç sökmeyecek şafağı.
Oysa yüreğimden akan o derin suda
kırmızılar öylesine yırtılır ki
siner kan,
huysuz kemanlar dolar şahdamarıma,
yansır kin savaşçıları, gürül gürül ordular
utancın köpürttüğü yanaklarımdan.