Erdem
Erdem
@Kitabatutunan
Lisans
İstanbul
415 reader point
Joined on February 2021
Şu anda okuduğu kitaplar
"Otomatik Portakal" uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Sonunda okuyabildim.
Roman, romanın başkahramanı olan Alex'in ağzından anlatılmıştır.
Alex okuduğum en ilginç karakterlerden biri oldu. Anti-kahraman olarak Zebercet ve Meursault'dan sonra okuduğum en ilginç karakterdi.
Roman çok fazla noktaya temas ediyor. Bunlardan ilki, benim en çok hoşuma giden şey Alex'in yaşadığı yerdeki mahalle, cadde ve sokak isimleriydi. Çok fazla argo kelime kullanımı romana biraz daha gerçekçi hava katmış.
Romanın asıl vermek istediği mesaj, insanların tek tip bir yapıya getirilmesi ve insanların otomatik bir makine gibi programlandığı zaman nasıl sonuçlara yol açacağını gözler önüne seriyor.
İnsanların iyi veya kötü olma hakkının elinden alınması.
Bunların yanında, siyasetin insanları yani halkı nasıl seçim malzemesi olarak kullandığını gözler önüne seriyor.
Romanda çok fazla şiddet ve cinsel içerik bulunuyor. Okuyacak olanlar bu ayrıntıyı dikkate alabilir.
Romanın genel anlamda kurgusunu beğendim.
Hakan Günday'ın okuduğum ilk kitabı. Öncelikle bize böyle bir romanı okuma fırsatı verdiği için Hakan Günday'a teşekkür ediyorum.
Kinyas ve Kayra'yı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum. O zamana kadar böyle bir kitabın varlığından haberdar değildim. İyi kitabın gerçekten de reklama ihtiyacı olmadığını anladım.
Kinyas ve Kayra, yolun sonuna gelmiş iki kafadar ve bu iki kafadar dünyaya atacakları son kazığın peşindeler.
Roman, bu ikilinin yaşadıklarını yazmaya karar verdikleri anda başlıyor. Üç bölümden oluşan romanda, ilk bölüm "Kinyas, Kayra ve Hayat" adını almıştır. İkinci bölüm "Kayra'nın Yolu" ve son bölüm "Kinyas'ın Yolu" adını almıştır.
Bu kitap türü bakımından belli kalıplara sokulacak bir roman değil. İçerisinde yeraltı romanlarının içinde yer alan karanlık işlerin yanı sıra; felsefe, psikoloji, sosyoloji ve biraz da tarihî konulara yer veriliyor.
Türk edebiyatı romanının temel taşlarından biri olacağını düşünüyorum.
Dört yıl önce George Orwell'dan "Hayvan Çiftliği"ni okudum. Kitabı oldukça beğendim. Dört yıl sonra yine bir George Orwell klasiği olan "1984"ü an itibariyle bitirdim.
Öncelikle belirtmek istiyorum ki, George Orwell distopik roman diye bildiğimiz, bu roman türünün en sağlam kalemlerinden biri. Roman o kadar ustaca kurgulanmış ve o kadar güzel işlenmiş ki Orwell'in yarattığı o gerçekliğe kendinizi kaptırıyorsunuz.
Roman üç bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde başkahramanımız Winston'un içinde kendisinin de yer aldığı 'Parti'yi akıl ve mantık yoluyla irdelemesi yer alıyor. Parti adı verilen bu yönetimin başında Büyük Birader adı verilen bir diktatör vardır.
İkinci bölümde, Julia ve O'Brien'le tanışır ve bu bölümde Parti'ye tamamen karşıt görüş geliştirir.
Üçüncü bölümde ise Düşüncesuçu'ndan dolayı hapse atılması anlatılıyor.
"Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler."
