bize ne başkasının ölümünden demeyiz
çünkü başka insanların ölümü
en gizli mesleğidir hepimizin
başka ölümler çeker bizi
ve bazen başkaları
ölümü çeker bizim için.
ölümle şaka olmaz diyenler
kıyasıya yanıldılar bu çağda
taksitle ölüm diye bir roman yazıldı artık
önce öl/sonra öde denelmek suretiyle
aşılıp geçildi bu roman da.
doların dalgalanmasına bırakıldı bu çağda ölüm
geceleri şehrin varoşlarında ikamete mecbur edildi
gündüzün kimlik soruldu ona
sağcı mı solcu mu olduğu sorusuna cevap verdi
seken bir kurşun kadar
kurşuni bir kış denizi kadar bile
taraf tutmayan ölüm
John Steinbeck'ten okuduğum ikinci eser. Mükemmel bir kalem gücü. Eserde öyle bir hava yaratıyor ki, romanın içindeki gerçekliğe kapılmadan edemiyorsunuz. Kitaplığımda her zaman en baş köşede yerini alacak.
Eserde George ve Lennie çok iyi anlaşan iki yakın dosttur. Lennie, George'a göre biraz daha geri kafalı biridir. George her zaman Lennie'nin arkasını kollar.
Lennie bir kadın tarafından iftiraya uğrar. Çiftlikte çalışan ikili mecburen başka bir çiftlik ararlar.
Lennie'nin aklı kıttır ancak hayvanlara(özellikle tüylü olanlar) ve yumuşak şeylere dokunmayı çok sever. Bazen hayvanları o kadar çok sever ki, severek öldürür onları.
Tüylü ve yumuşak şeyleri sevmesi Lennie'nin büyük zaafıdır. Normal bir insandan kat kat güçlüdür.
Sürekli bir fırtınanın, bir huzursuzluğun ortasında değil miyiz ? Ölümün eli kulağında gölgesi sürekli gözlerimizde değil mi? Zihnimizin iç gölü sürekli rahatsız değil mi? Yaşam kayığımız sürekli olarak batmanın eşiğinde görünmüyor mu?