Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zey nep

Herkes sizi sevmek zorunda değil ama siz neyin zorundasınız? Sizi sevmeyenlerden uzak durmalısınız ki kendinizi sevebilesiniz.
Reklam
Yani güzel günler yaşamak kadar, bir uzaklaşma ya da çatışma dönemi yaşamak gayet normaldir. Önemli olansa, bu iniş çıkışlar sıra sındaki tavrınız ve yaşadıklarınızı yönetebilmenizdir. İnişli çıkışlı bir dönemi ilişkinizi, partnerinizi ve kendinizi yıpratarak, birbirinizi aşağılayarak yaşamanızın sonuçları baş- ka; partnerinizi ve kendinizi tanımak için bir fırsat olarak de- ğerlendirmek ve partnerinizle bir ekip gibi çalışarak atlatmanın sonuçları başkadır.
Her ilişkinin krizleri olur. Böylesi anlarda odaklanmanız gereken neden bunun olduğu değil, bunun nasıl aşılacağı olmalıdır. Hepimiz değişiriz, ilişkilerimiz de. Her kriz kötü değildir üstelik, bir değişim isteğinin habercisi olabilir bu. Alışılageldik rutinden çıkmak istemediğinizde patlak veren değişim dalgasını yönetmek de zordur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
karamsar düşünceler geldiği zaman direkt çö züme odaklanmak özgüvenli insanların yapacağı şeylerden ve özgüvenli olmak için yapmanız gerekenlerden.
Özgüvenli insanlar aslında cesaretlidirler de... Hata yapmaktan korkmazlar. Hatanın insancıl bir şey olduğunu bilmek ve korkmamak da cesur yani özgüvenli insanların yapacağı şeydir.
Reklam
Hayatınızdaki tavrınızı ve fikirlerinizi net bir şekilde lemekten kaçınmayın. Sırf karşınızdakini memnun etmek olmak istemediğiniz rollere asla bürünmeyin. O istedi dije fikirlerinizi değiştirmeyin, bu sizi yanardöner bir karakte çevirmekten öteye gitmez ve asla bu şekilde birini kazanama sınız. İlişki denen şey karakterli olmayı sever. Kısaca neyse o olun!
Aşırı fedakârlık her zaman kıymet yitimi ile sonuçlanır. Siz yaptıklarınızdan feragat ettikçe değersizleşmeye de başlarsı nız. Özverili olun ama asla fedakâr olmayın. Özverili olmak verebileceğiniz kadarını vermektir,
Eğer evlenmek istediğiniz kişinin ailesi sizi sevmediyse ve bu ilişkiyi onaylamıyorsa burada bu ilişkinin sorumluluğunu karşı tarafa vermelisiniz. Siz onun ailesine iyi ve politik day- ranmayı bileceksiniz ama her şeye rağmen aile bu konuda 15- rarcı ise tüm sorumluluk karşı tarafındır. Hayatınızdaki kişi zaten bu ilişkinin sorumluluğunu alamıyor ve sizi koruyamı- yorsa evliliğin getireceği diğer şeylerde de sorumluluk almak- tan kaçınacaktır.
Kendini önemseyen kadınlar erkekler için çok daha cazi- belidir. Erkekler hayatlarındaki kadını sadece sevgili olarak seçmezler, aynı zamanda yakın arkadaş olarak da benimsemek isterler, o yüzden duygusal ve cinsellik dışında arkadaşlık bağı kurmak da çok önemlidir. Asla ilişkinizi takıntı haline getirmeyin, dünya görüşünüz ondan ibaret olmamalı. Diğer türlü siz de takıntılarınızın esiri olur ve bununla baş edemez hale gelirsiniz ve enerjisel olarak da karşı tarafa bunu yansıtırsınız.
İlişkide bir denge kuralı olmalıdır. Karşınızdaki kişi 50 bi- rim verirse siz de 50 birim vermelisiniz. Bir şeyleri elde etmek adına bu dengeyi bozmanız, 50 birim yerine 70 birimlik verici olmanız, fazla aramanız halinde karşı tarafın vericiliği 30'a dü şer. 100'e tamamlama kuralına göre siz ne kadar verici olursa- nız karşı tarafın size sunacakları o kadar azalacaktır. Çünkü bu durumda siz onun yerine de bir şeyleri yapmış olursunuz. Bu da ben seni çok istiyorum anlamına gelir. Fazla verici taraf her zaman kaybetme korkusunu karşı tarafa yansıtmış olur.
Reklam
Şemaların pek çoğunda bağımlılık, terk edilme korku- su, ilgi isteği, kıskançlık, çaresiz hissetme, aşırı fedakârlığa sav. rulma gibi davranışlar vardır. Tüm bunların temelindeki asıl problem ise aslında kişinin kendi alanının olmamasıdır. Hayat- ta kendi alanınızı kurmak ve çalışır hale getirmek şemalardan kaynaklanan olumsuz sonuçlarla baş edebilmeniz için sizi güçlendirir. İşiniz, arkadaşlarınız, aileniz, hobileriniz ve hedefleriniz kendi alanınızla ilgili eğilmeniz gereken diğer konulardır. Ne olursa olsun, evlenseniz dahi kendi alanınızdan vazgeçme- meniz şemalarınızın size sıkıştırdığı kalıpları kırabilmek adına önemlidir.
Duygusal yoksunluk çeken biri her zaman ilgi bekler, hiçbir ilgi alaka onu tatmin etmez. En ufak bir ilgisizlik ipucunu alır ve "Artık herhalde bu ilişki bitiyor, beni sevmiyor!" der, hatta öfkelenebilir. Duygusal yoksunluk çeken biri sevgisini hiç göstermeyebilir de, yani sevgisinin duygusunu öğrenmemiş de olabilir.
Kendinizi tanımaya yönelik olarak atacağınız her adım sadece sizi mutlu etmekle kalmaz, çevrenize de ışık saçarsınız. "Herkes beni aldatıyor, sürekli terk ediliyorum, her şeyi yaptım yine de başaramadım!" cümlelerini sıklıkla kullanıyorsanız emin olun ki yanlış çalışan bir şemadan dolayı böylesiniz. Zihninizdeki kaseti değiştirmeden farklı şarkı dinleye- mezsiniz.
Belkide kendiniz için umutsuz bir vakasınız, hiçbir şey daha iyiye gitmeyecek ve hiç- bir şey çözülmeyecek diye düşünüyorsunuz. Ancak hatırlayın ki olumsuz bir durumun ortadan kalktığında hissettiğimize benzer bir rahatlık sunar bizlere bu döngülerden kurtulmak, tekrar nefes almaya başlarsınız, sizin için çiçekler artık daha güzel renklerdedir ve her şey sizin için daha aydınlıktır.
Travmatik anılara bağlı kalarak değişime gidemediğinizde tekrarlanan döngülerin içine hapsolmanız kaçınılmazdır.
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.