ne vakit arkamı dönsem bir boşluk
ne vakit gelsem kapın sürgülü
ben, Allah’ın garibanı, çaresiz ve yorgun
geç kalmış davetlisi dağılan düğününün
yıllar döktü tüm yapraklarını
evler, çiçekler ve güzel çatılar dağın ardında kaldı
misketlerim hâlâ avluda, darmadağın
usulca tırmanıyorum güzün zirvesine
bilinçle
ve yanarak
hiçbir zaman bozulmamış bir yürekle
sonra akşam sonra ateş sonra karanlık
aşktan yoksun bir şehirde
günaydın
yeni doğan gün
Hamal Hemo
İşçi Memo
Fırıncı Hurşit
zifiri bir geceden sonra
günaydın
yaşamın altın kanatlı turnası
henüz çiçeklenmiş ağaç
usulca akan nehir
her sokağına ölü gömen bir geceden sonra
günaydın
bilime koşan delikanlılar
yeni bir aşka uyananlar
hayallerimin şehri Amed
günaydın ılık ve nazlı hayat!