"Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz"
Agatha Christie, 1933 yılında İstanbul'u ziyaret ettiğinde Pera Palas Oteli'ne yerleşip bu romanı yazmış.
Kitabın konusu; Bir grup yolcu ile İstanbul'dan yola çıkan Doğu Ekspresi, Belgrat'tan geçtikten sonra kara saplanır ve hareket edemez. Tüm yolcuların durumu iyidir ve sağsağlim trendedirler. Yalnız Amerikalı iş adamının bulunduğu kompartımanın kapısı kilitlidir ve kapı açılınca yolcunun gece öldürüldüğü anlaşılır. Dolayısıyla katil, tren kara saplandığı için kaçamamış olduğundan yolculardan biridir. Trende yolculuk yapan ünlü dedektifimiz Hercule Poirot ipuçlarından yola çıkarak cinayeti iki şekilde çözer.
Dilinin anlaşılır ve sade olması sebebiyle rahatlıkla okunabilecek bir polisiye öyküsü. Bazı bölümlerinin İstanbul'da geçmesi kitaba ayrı bir güzellik katmış.