M.ÇELİK
@Kitaplar123
Fırat Ünüversitesi\Gazetecilik
Elazığ
Izmir, 22 January
26 reader point
Joined on February 2017
M.ÇELİK tekrar paylaştı.
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapmayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi ? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?
Masal...
Bir gün kartal kargaya:
'Karga kardeş,söylesene'demiş,'Şu dünyada nasıl oluyorsa sen üç yüz yıl yaşıyorsun,bense topu topu otuz yıl yaşayıyorum?,
Karga;
'Şundan azizim'diye yanıtlamış onu:
Sen,taze kan içiyorsun,bense leşle besleniyorum.
Kartal düşünmüş,'Haydi,bende leşle beslenmeyi bir deneyeyim demiş'.Tamam mı,tamam.Kartalla karga,uçup gitmişler.Derken,bir at leşi görmüşler aşağıda.İnip çökmüşler başına.Karga bir yandan gagalıyor.bir yandan da övgüler düzüyormuş leşin lezzetine.Kartal bir gagalamış,iki gagalamış sonra kanat çırpıp havalanırken,'Yok arkadaş!'demiş kargaya ,'Üç yüz yıl leşle beslenmektense,bir kez taze kan içmek çok daha iyi.Sonrası,Tanrıya kalmış.'
Reader Follow Recommendations
Açık Sözlülüğe Büyük Ödül Darağacı Işte Çarlık Sistemi;
Yeşil orman,anne orman,uğuldama;
Engel olma düşünmesine bu delikanlının!
Yarın,hesap vermeye çıkacağım...
En korkunç yargıcın karşısına,Çar'ın!
Başlayacak sormaya Çar Baba:
Söyle bakalım köylü oğlu,söyle!
Kimlere gittin soyguna,yağmaya;
Çok muydu yoldaşların?
Söyleyeceğim sana,Çar Baba...
Bir bir anlatacağım gerçeği.
Yoldaşlarım dört taneydi:
Birinci yoldaşım karanlık gece,
İkincisi çelik hançerim,
Safkan atımdı üçüncüsü,
Dördüncü yoldaşım sıkı bir yay
Ve amansız oklardı habercilerim.
Aferin, diyecek Çar Baba,
Aferin sana köylü oğlu!
Soygunda olduğu kadar,
Söz söylemekte de ustasın.
İşte bunun için çocuğum,
Sana şu karşıki alanda
Bir ev armağan ediyorum,
Üç direk,bir kirişten yapılma.
M.ÇELİK tekrar paylaştı.
Sevda düşüncesini içimden atmak,
Unutmak istiyorum o dilberi;
Ah,Maşa'dan kaçıp kurtulmak
Uçup gitmek bir kuş gibi!
Fakat beni tutsak eden o gözler,
Her an karşımda duruyor.
Gönlüm hep onları özler,
Ruhum için için eriyor.
Neler çektiğimi gel gör de
Maşa,acı bana,yan bana!
Unutmam seni bir an bile
Sevgilim,inan bana...
Halk Türküsü
Ah sen,genç kız,güzel kız!
Böyle çiçeğin burnunda kocaya varma,
Anana, babana,akrabalara.
Aklını başına devşir güzel kız,
Aklını başına devşir,çeyiz topla.
Bende iyisine düşersen,beni unutursun;
Benden kötüsüne düşersen,beni ararsın.
Bir Asker Türküsü
Bizler bu kalenin erleriyiz.
Tayınımızı yer,suyumuzu içeriz;
Gelirse amansız düşmanlarımız,
Her zaman açıktır soframız.
Gülleyi koyduk mu topa,
İyi bir ziyafet çekeriz onlara.
Eski zaman insanları,efendim...
Eh yine bizim diyaramı düştün?Nereden yolladı Tanrı seni?
Bostanda uçuyor,kendir gagalıyordum,Ninem bir taş attı,taş yanımdan geçti.Ee?Sizinkilerden ne haber?
Puşkin
Ey uzak ülke,güzel ülke,
Ey bilmediğim ülke!
Ne kendi isteğimle geldim sana
Ne de soylu bir atın sırtında...
Beni,bu yiğit delikanlı
Gençliğin ateşi getirdi buraya!
Bir de başımdaki şarap dumanları.
Çoğrafya çalışmalarına ödül...
Şunu da söyleyeyim ki,Moskova'dan,benim için bir de dünya haritası getirtilmişti.Duvarda,öylece,hiç kullanılmadan asılı duruyordu.Haritanın genişliği,kağıdının iyi cins olması,beni imrendiriyordu.Ondan,bir uçurtma yapmayı tasarlıyordum.Beaupre'nin uykusundan faydalanarak işe koyulmuştum.Baban içeri girdiğinde,liften yaptığım kuyruğu Ümit Burnu'na bağlamaya çalışıyordum.Babam,benim bu çoğrafya çalışmalarımı görür görmez,kulağımı çekti.