kitap.dostum

304 syf.
·
Puan vermedi
Paris'te yaşayan ve işinden kariyerinden başka bir şey düşünmeyen Maelle, yakın arkadaşının hastalığını öğrenince şok oluyor. Hastalığın tedavisinin sadece ilaçlarla değil bazı manevi yazılarda olduğunu düşünen arkadaşı için bu yazıları almak için yola koyuluyor. Bilinmezlik ve hayatına tamamen uzak olan bu zorlu seyahatte manevi ,düşünsel ve fiziksel anlamda dönüşüp , gelişiyor. Başka bir ülkeye gidip o ülkede ona eşlik edecek olan Shanti ile tanışana dek kendi benliğini kaybetmiş durumdaydı. Shanti ona kalbini dinlemesini, hayatının en önemli noktasına işini koymaması gerektiğini düşünceleri ile yola çıkarak ona anlatmaya çalışıyor. Aslında istediği şeyin sürekli çalan telefonunda yada onsuz olmayacağını düşündüğü işinde değil asıl kendi olmasını sağlayan öz benliğinde olduğunu göstermeye çalışıyor. Sonunda arkadaşı hakkında olan düşüncem ortalarındaki düşüncemle tam tersiydi. Hem öyle güzel bir kişisel gelişim kitabıydı ki hem de dostluk, sevgi, kişisel düşünce açısından da iyi ki okuduğum bir kitap oldu. Okurken aslında fark etmeden yaptığım davranışlarımı sorgulayarak çıkarımlarda bulundum. Ve bu çok iyi geldi... Son olarak yazarın bizden bir isteği var. Kitabı kendinizi gerçekleştirdikten ve mutlu olduktan sonra başkalarıyla paylaşmamız. "Eğer bu kitap içinizde yankı buluyorsa sevginizin bir kanıtı olarak sevdiğiniz kişilere hediye edin."
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua · Yan Pasaj Yayınları · 20192,794 okunma
Reklam
518 syf.
·
Puan vermedi
"Bir insan sana yalan söylüyorsa, itiraf edinceye kadar söylediği ya da yaptığı her şey yalandır." Kitabın arka kapağı yazacağım tüm yorumu özetlemiş neredeyse ; "Klonlama uzmanı Doktor Davis Mooreun on yedi yaşındaki kızı tecavüze uğrayıp acımasızca öldürülür. Olay hakkında soruşturma açılır; ancak bir sonuca varılamaz. Aylar sonra Moore kızının eşyalarını polisten geri alır ve bunların arasında kazayla unutulmuş, içinde katilin DNAsı bulunan küçük bir şişeye rastlar. İşte o an Mooreun beynine korkunç bir düşünce saplanır: Belki kızını değil ama onu öldüren adamı klonlama olanağına sahiptir. Peki kızının katilinin gözlerinin içine bakmaya ne kadar dayanabilecektir? Justin Finn, üç yaşına bastığında diğer çocuklardan farksızdır. Canlı, neşeli ve sevimli: Ondan zerre şüphe etmeyen anne ve babasının gözündeyse masum bir bebek. Ne var ki yüzü, bir gün mükemmel bir genetik kopya olarak soğukkanlı bir katilinkine tıpatıp benzeyecektir. " Okurken nereye varacağını nasıl bir sonla biteceğini merak ederek okuyorsunuz. Ben kütüphaneden arka kapak tanıtımını okuyarak aldım ve okudum. Karakterler çok fazlaydı bir ara ama yavaş yavaş olaylar oturmaya başladı. Güzel bir konu ele alınmıştı ve ilgi çekiciydi. #kitapalıntıları
Klon
KlonKevin Guilfoile · Koridor Yayıncılık · 20121,587 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
"Bana hiç unutmayacağım bir şey söyledi." Colette dikkatlice ona bakıyordu. "Neymiş o?" "Bazen affetmenin en zor yanının kişinin kendisini affetmesi olduğu." Yazarın kitaplarını okumayı çok seviyorum. Önceki okuduğum üç kitabını da severek okuyup bitirmiştim. Kitaplarını okurken kendimi o anlatılan yerlerde mekanlarda hissediyorum yaşınılan dostluklar bana kendimi iyi hissettiriyor.Mucizeler dükkanına dönüste de diğer kitaplarındakı gibi o sıcaklık samimiyet vardı.. Hayatta da örgü gibi iki yön var aslında. Kolay olan ve zor olan. Örgü diyip geçmemeli dedim kitapta ilerlediğim her sayfada çünkü kitap örgünün iyileştirici yönlerini anlatmak için çırpınıyordu. Diğer kitaplar da olduğu gibi bir örgü kursunda insanların nasıl hayatları değişiyor onu okuyoruz. Biraz da önceki kitaplarda hayatlarını okuduğumuz karakterlerin neler yaşamaya devam ettiklerini okuyoruz aslında. #kitaptanıtımı ile aslında yorum yapmama gerek kalmıyor ;İsteyince, her sorunun bir çözümü olduğunu anlıyor insan... Aşkın ve arkadaşlıkların filizlenerek çoğaldığı, zamanla sımsıcak ilişkilere dönüştüğü bir sokak hayal edin. Her iki yanında kapısını çalabileceğiniz, bir bardak çay eşliğinde sevdiklerinizle sohbet edebileceğiniz, içinizi ısıtan dükkânların dizili olduğunu düşünün. Aydınlığa açılan umut dolu bir dünyaya girmenin, hüzün ve mutluluğun bir arada sunulduğu, doyumsuz yaşam öykülerine tanıklık etmenin vakti gelmiş demektir. 
Mucizeler Dükkanına Dönüş
Mucizeler Dükkanına DönüşDebbie Macomber · Martı Yayınları · 20124,371 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
408 syf.
·
Puan vermedi
Yazar o kadar benimsemiş ki bu kitabı yazarken daha sonra Bovarizm diye bir kavramın gelişmesinde katkısı olduğunu öğrendim. Kendisini gerçekte olduğundan başka türlü tasavvur eden, kaderin çizdiği hayattan tamamiyle farklı bir hayat süreceğine inanan bir kimsenin ruh hâlidir, Bovarizm. Emma başta mutlu olduğunu düşünüp iyi bir eş olsa da zamanla kocasının çok düz ve vasat bir doktor oluşu, hayata karşı bir heyacanının olmaması sonucu boğucu bir girdabın içine düşüyor. Charles ise karısına tapıyor ve bir türlü mutsuz olduğunu anlamıyor. Karısını mutlu edebilmek için başka bir vilayette iş bulup oraya taşınıyorlar ve asıl olaylar bu yeni kasabaya taşındıklarına başlıyor. Asla tatmin olmayan bir kadındır Emma. Hep daha fazlasını isteyen, verilse dahi daha fazlasını. Doymak bilmeyen bir ihtiras bir arzunun kadını Emma. İstediği şeyi elde ettikten sonra ondan da sıkılıp başka bir şeye göz diken türden. Ama nasıl oluyor da bazen öyle bir haklı çıkıyor ki neler oluyor diyor insan. Ahlak kalmamış memlekette diyorum. Aslında konusu güzel bir kitap ama tabiki klasik olduğundan mı ne betimlemeler bazen insanı sıkıyor. Tabiki o dönemi anlatmak kafa da canlandırmak için yazılmış ama bu kadar ayrıntıya gerek var mı diyor insan. Hikayenin konusuna daha çok değinilse daha heyecanla okunurdu belki ama okumaktan mutluluk duyduğum bir kitap oldu #madambovary Çoğu zaman ahlak kalmamış diyor insan . Ağzımda acı bir tat bıraktı yine. Yine üzüldüm böyle bir kitap yazılacak dünyanın olmasına. Yine hayır hayırla bitti kitap. Neden insan elindekini iyileştirme çalışmıyor hiç?
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233,6bin okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
Ana karakter üç kadından oluşuyor aslında. Hayatları boyunca annelerinin onları sevmediğini düşünerek büyüyen iki kız. Meredith ve Nina iki kız kardeş; anneleri Anna'ya, babalarının ölüm döşeğinde "ona masalı tamamen anlattırın" öğüdü ile ulaşabiliyorlar. Acı içinde, gerek bazı sınavlar karşısında, kafa karışıklığı ve de kırıklıklar içerisinde esas annelerini öğrenebiliyorlar ama çok zor oluyor bu onlar için. Stresli ve sürükleyici olduğunu anlayamadığımız, basit görülebilecek bir masal annelerini tamamlıyor. Meredith'in kendi ailesi ile yaşadıkları bir yandan, Nina'nın kendi hayatında bir yandan anlatılınca sıkılmadan okunuyor. Kitap bize görünenin arkasına odaklanmayı, hiç kimseyi olduğu gibi yargılamamayı ve savaşmayı öğretiyor, her şeye rağmen savaşmayı... #kristinhannah yine o kadar sürükleyici bir kitap yazmış ki hemen bitirdim zaten. Bu ay okuduğum en hızlı kitap olabilir. Konusu savaş dönemi yaşananlar, aşklar, kardeşlik, anne kız ilişkisi gibi bir çok alan barındırıyor. O yüzden çok sevdim kitabı ve kesinlikle tavsiye ederim. Her ay bir tane Kristin Hannah okumaya devam
Kış Bahçesi
Kış BahçesiKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20164,934 okunma
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam