Beyza

296 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Matt Haıg’den daha önce Gece Yarısı Kütüphanesini okuyup çok beğenmiştim. Profilimde yorumu var oradan inceleyebilirsiniz ️ İnsanlarda en az Gece Yarısı Kütüphanesi kadar sevdiğim bir kitap oldu. Anlaşılan yazarın her kitabını okuyacağım çünkü derin konuları çok akıcı bir şekilde yazıyor. Kitaba başlıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz bitmiş. Üstelik her bittiğinde ‘ben ne okudum öyle müthişti’ diyebiliyorsunuz. Kitabın konusundan önce bilmeniz gereken bir şey var. Yazarımız bu kitabı yazmadan önce panikataklarının çoğaldığı, kendini insanlardan soyutladığı kötü bir dönemde yazıyor. Profesör Andrew Martin, adında dahi bir karakter yaratıyor. Bu karakter dünyanın seyrini değiştirecek asal sayıların örüntüsü ile ilgili zeka denklemini çözüyor. Daha önceden bu örüntüyü keşfetmiş ve teknolojide çığır açmış başka gezegendeki uzaylılar bunu fark ediyor. İnsanlardan nefret ettikleri ve birazda korktukları için Profesör Andrew Martin’i öldürüp bedenine kendi adamlarından birisini yerleştiriyorlar. İşte her şey burada başlıyor. Bir uzaylı insan gibi davranmaya çabalıyor ve kendi türümüze uzaktan bir bakış sağlıyor bize. Ben başlarını okurken biz ne kadar kötüymüşüz ya her kötülük insanlarda varmış deyip insanlığımızdan utandım. Haıg, gerçekten de insanlardan nefret etmiş yazarken. Her şeyi yüzümüze yüzüme vurmuş derken asıl meselenin, insan olmanın anlamı neymiş bize çok güzel gösteriyor. Başlarda insanlığımızdan nefret ederek okusamda sonuna doğru iyi ki insanız dedim. İyi ki duygularımız var. İyi ki sevgi nedir biliyoruz… Lütfen bu kitabı okuyun okutturun! Kalbinizdeki raflara..
İnsanlar
İnsanlarMatt Haig · Domingo Yayınları · 20237.2k okunma
Reklam
408 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 days
Merhaba, size şahane bir distopya önerisiyle geldim. Direkt öneri diyorum çünkü kesinlikle okumalısınız! Ben daha kitabın başlarındayken bize vermek istediği mesajı anlar anlamaz kitabın tasarımı ve özellikle renginin kitabın konusuna bir gönderme olduğunu düşündüm. Çünkü kitap bize pembe bir masal sunmuyor. Garner Kasaba halkı Hz. Havva’nın günahlarından dolayı her kadının içinde bir sihir olduğuna inanıyor ve kadınlığa ilk adımını atmış her 16 yaşındaki genç kızı; kasaba dışında, vahşi ormana zorunlu olarak gönderiyorlar ki erkekleri baştan çıkardıklarına inandıkları bu sihirden arınabilsinler. İşte her yıl düzenlenen bu sisteme Erdem Yılı diyorlar. Üstelik her erkek istediği Erdem Yılı kızını kendine eş olarak seçebiliyor. Bu durumda hiçbir kadının söz hakkı yok. Peki çoğu kadının bile kendi içinde olduğuna inandığı bu sihre inanmayan birisi çıkarsa ne olur? Tierney James, Erdem Yılı kızlarıyla verdiği mücadelenin yanı sıra ormanda kendilerini avlamak isteyen, derilerini yüzüp satmak isteyen kaçakçılarla da mücadele veriyor. Geçmişte yaşanmış ve evrilerek günümüzde hala yaşanan ve bir şekilde görmezden gelinen gerçekleri yüzümüze vuran bu kitabı okurken huzursuz oldum, miden bulandı, sinirlendim.. Bir çok duyguyu bana aynı anda yaşatırken tüm bu olumsuzlukların yanında kalbime dokunan saf masum bir aşkta okudum. Sizde okuyun okutturun. * Bir gün bir çiçek alacaksın.Kenarlardan biraz yıpranmış olabilir ama anlamı yine de aynı.Aşk yalnızca evliler için değildir.Bilirsin, herkes içindir... En sevdiğim alıntıyla kalbinizdeki raflara…
Erdem Yılı
Erdem YılıKim Liggett · Yabancı · 20211,408 okunma
424 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Merhabaa, Sadece Rüzgar Bilir’in harika bir hikayesi var ve size anlatmak için o kadar heyecanlıyım ki içim kıpır kıpır.. Önce spoiler vermeden konusundan bahsedeceğim ama mutlaka okumanızı öneririm. “Anne Gallagher, hayatta kalan tek yakını büyükbabası Eoin’ı kanserden kaybetmeden önce aile tarihi hakkında yeni bilgiler öğrenir. Yıllardır gitmek istediği, hikayeleriyle büyüdüğü kendi ülkesi İrlanda’ya büyükbabası Eoin’ın vasiyetiyle gider ve kendi köklerini bulmak için araştırma yapar fakat kendini başka bir yüzyılda bulur. “ Kitabı okurken bende Anne ile birlikte geçmişindeki gizemi çözmeye çalıştım. Heyecanlandım, üzüldüm, sevdindim. Anne sanki bendim ️ çünkü öyle bir yakınlık kurdum karakterle. Sonunu çok merak ettim ama bitsinde istemedim. Bu kadar övdüm evet çünkü övülmeye layık etkileyici bir hikaye ama hiç mi kötü bir yanı yok? Elbette var. Mesela yazarımız o kadar çok betimleme yapmış ki pastanın neyle süslendiğinden rengine kadar. Anne’nin kaç kıyafete ihtiyacı olduğundan kıyafetlerin renklerine kadar… Yani okurken bu kadar detaya da gerek yoktu diye kendi kendime konuştuğum oldu. Bir de bizim yeni dizi Pera Palasta Gece Yarısı ve Sadece Rüzgar Bilir’i birbirine çok benzettim. Outlander dizisiyle de çok benziyormuş ama onu henüz izlemedim ️ * Kalbinizdeki raflara…
Sadece Rüzgar Bilir
Sadece Rüzgar BilirAmy Harmon · Yabancı Yayınlar · 2021920 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
166 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Merhaba, ben her kitabın bir zamanı olduğuna inanan bir okurum. Bana göre bir kitapla tanışmak tesadüf değildir. Babam Arıyor kitabı da son zamanlarda üzerinde çokça düşündüğüm ‘ilişkiler’ konusunu derinlemesine anlatan bir kitap. Bu yüzden düşüncelerimin netleşmesini sağlayan bu kitapla tanışmam bence tesadüf değil. Öncelikle kitapta geçen karakterleri Ahmet, Mehmet ya da Ayşe isimleriyle değil kimyacı, kitapçı, doktor, kafeci gibi meslek isimleriyle okuyacağız. Ben oldukça yaratıcı buldum. Kitapta her şey genç bir adamın genç bir kadından hoşlanmasıyla başlıyor. Ona duygularını açması, kendi duygularını sorgularken genç kadını anlamasıyla devem edecek olan kitabımız herkesi yakından ilgilendiren ‘ilişkiler’ konusunu derinlemesine düşündürüyor ve farklı bakış açıları sunuyor. Ben kitabı okurken en yakın arkadaşlarımla buluşmuş saatlerce ilişkiler hakkında derinlemesine konuşuyormuş gibi hissettim. Tıpkı kitaptaki genç adam gibi.. Yazarımız bunu okuyucuya samimi anlatım tarzıyla çok güzel hissettiriyor. Üstelik kitapta o an bahsedilen bir konuyu filmlerden araştırıp videolu kod ile açıp izleyebileceğimiz harika bir alternatif sunmuş bize yazarımız. İzlediğim filmlerle rastlaşmak ve yazarın yorumuyla tekrar izleyeceğim filmler listesini ben oluşturdum. Unutmayın hiçbir kitap tesadüf değildir. Eğer sen bu yazıyı okuduysan bu kitap senin kaderin olabilir. ️
Babam Arıyor
Babam ArıyorM. H. Eren · Kendi Yayını · 202032 okunma
394 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
Dostoyevski Ezilenler kitabını 1861 yılında kaleme almış. Kitabı bitirdiğimde biz şu an 2021’deyiz ve neden hala benzer şeyler yaşıyoruz diye düşünmekten kendimi alamadım. Aynı şeyleri yaşamaktan korktuğumuz için mi hep bir döngü içindeyiz? Bunu sorguladım. Bireye indirgendiğinde evet hep korkularımızı çağırırız. Peki genele indirgendiğinde? Belkide korkularımız birleşip bir bütün oluyor ve yüzyıl geçsede aynı şeyler yaşanmaya devam ediyordur. Biz çağa ayak uydurmaya çalışsakta birlik olmadan korkularımız dağılmıyor ve hep aynı döngü içinde yüzüyoruz belkide.. Kitabı okurken o dönemde böyle şeylerin yaşanması normal derken kendi çağımda benzerlerinin hala yaşanıyor olduğunu bilmek beni ürküttü. Bunun geçmişle, dinle, ırkla ilgisinin olmadığını, ne kadar değişmeye uğraşsakta, atalarımızdan bize bazı duyguların kalıcı olarak geçtiğini fark ettim. Kitabın içinde kendimi kaybetmemde bu yüzden belkide. Her karakterle bütünleştim. Yeri geldi Vanya gibi saf bir aşık oldum. Nataşa gibi aklımı kaybettim. Alyoşa gibi yetişkinken çocuk kalbine sahip oldum. İşte böyle usta bir yazar Dostoyevski. Roman yazıyor ama insanı sorgulatıyor. Yeni yeni şeyler fark ettiriyor. Eğer okumadıysan hemen okumanı tavsiye ederim. * Kalbindeki raflara.. • •
Beyza
Beyza
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218.8k okunma
Reklam