Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bahriye A.

Bahriye A.
@Kitapmuhendisiii
Umut belki de gelecek sayfadadır, kapatma kitabı Cemal Süreya Dünyaʼnın karanlıktan aydınlığa çıkaran bütün kitaplarını istiyorum!
"Gönül âşk sarayını yıkılmış görmektense bazı hakikatleri çiğnemekten çekinmez.”
Sayfa 108 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Göktürk elinde en bunlu (bunalımlı) çağlarda bile Gök Tengriʼden kut almış bir yiğit çıkar, Türk budununun (milletinin) yüzünü ak eder, başını yerden kaldırırdı.
“Dikkat çekeceğimiz ilk nokta şu: sadece gerçek anlamda insani olan şeyler için gülünçlükten bahsedilebilir. Bir manzara zarif, güzel, görkemli, silik veya çirkin olabilir. Fakat asla gülünç olamaz. Bir hayvana gülünebilir ama bu onda insani bir tavır veya ifade yakaladığımız içindir. Bir şapkaya gülünebilir fakat bu durumda alaya aldığımız şey bir keçe veya hasır parçası değil insanların ona verdiği biçimdir, yani insan kaprisinin girdiği kalıptır.”
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şurası açık ki, yaşamda kesin doğrular ya da kesin eğriler yoktur. Doğru, hangi pencereden bakılıyorsa o pencereye göre şekil alır. Yani nereden ve nasıl bakıyorsanız öyle görürsünüz. Bu anlamda her kesimin duruş noktasına ve dünyaya bakış açısına göre şekillenen kendi doğruları ve gerçeklikler vardır. Değişmeyen doğru ise sürekli değişim ve yeryüzünde insanların toplu bir şekilde bir arada yaşama zorunluluğudur.
Sayfa 29
“Felsefe dünya tininin (ruhunun) aynasıdır.”
Sayfa 419 - Pan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Denizin en durgun göründüğü anda bile derinlerde bir şeyler olup olmadığını bilemeyiz diye düşündü.”
Sayfa 355 - Pan YayınlarıKitabı okudu
Bilmemek
“Bir şeyi bilmemek aslında yeni bir bilgi edinme yolunda bir aşamadır.”
Sayfa 277 - Pan YayınlarıKitabı okudu
İyi ve kötü
“İyi ile kötünün her zaman birbirine dolanacak olan biri beyaz diğeri siyah birer iplik gibi olduğunu söyledi. Bazen bu iki iplik o kadar iç içe geçiyordu ki bunları birbirinden ayırmak olanaksızlaşıyordu.”
Sayfa 251 - Pan YayınlarıKitabı okudu
Hatıralar, hâlâ ruhunu ele geçirmeye çalışıyorlardı.
Mustafa Kemal / Atamʼın çocuk yetiştirme hakkında düşüncüleri
Çocukların aile içinde “özgür birey” olmasını istiyordu. “Çoğu ailelerde öteden beri çok kötü bir alışkanlık var. Çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavallılar söze karışınca 'sen büyüklerin konuşmasına karışma' derler, sustururlar. Ne kadar yanlış, hatta zararlı bir hareket! Çocukları serbestçe konuşmaya, düşündüklerini, duyduklarını olduğu gibi ifade etmeye özendirmelidir. Böylece hem hatalarını düzeltmeye imkân bulunur hem de ileride yalancı ve ikiyüzlü olmalarının önüne geçilmiş olur. Çocuklarımızı düşüncelerini hiç çekinmeden ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışmalıyız. Bence bunlar, çocuk eğitiminde ana kucağından en yüksek eğitim ocaklarına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu yolladır ki, çocuklarımız memlekete yararlı birer vatandaş ve eksiksiz birer insan olurlar” diyordu.
Sayfa 246 - Kırmızıkedi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Mustafa Kemal / Kadın hakları
“Türk kadını hiçbir alanda erkeklerden geri kalmayacak. Türk kadını hiçbir alanda Avrupalı kadınlardan geri kalmayacak. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir. Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, kılık kıyafette başarıdan çok, bilgiyle, kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Türk kadını, dünya kadınlarıyla el ele vererek, dünya barışı için, dünya huzuru için çalışacak, buna emin olabilirsiniz.”
Sayfa 243 - Mustafa Kemal AtatürkKitabı okuyor
Mustafa Kemal / Latife Hanım
“Eşinin bulunmadığı ortamlarda üçüncü kişilerle sohbet ederken de 'Gazi' veya 'Cumhurreisi' diye bahsetmezdi. 'Kemal şu kararı verdi, Kemal şuraya gitti' gibi hep 'Kemal' derdi.” Sadece 'eş' durumunda değil... Daima 'eşit' durumundaydı.
Sayfa 198 - Kırmızıkedi YayınlarıKitabı okuyor
Mustafa Kemal / Macid Ayralʼın hikâyesi
Arıburnuʼnda siperleri geziyordu... Kum çuvallarına çivilerle çakılmış kâğıtlar gördü. Kurʼan-ı Kerimʼden ayetlerdi, mürekkeple yazılmıştı. “Kim yazdı?” diye sordu. “İstanbullu Macid” dediler. “Çağırın” dedi. Macid koşarak geldi. Komutan elini omzuna koydu... “Bunlar sanat eseri yazılar, memleket böyle sanatkârları kolay yetiştirmiyor, derhal siperden çık, İstanbulʼa dön, yazmaya devam et” dedi. Terhis etti. O Macid, dünyaca ünlü hat sanatçımız Macid Ayral oldu. Yazı sanatında Osmanlıʼyla Cumhuriyet arasında köprü kurdu. Şişli, Bebek, Davutpaşa gibi İstanbul camilerine, Topkapı Sarayıʼna yazılar yazdı.
Sayfa 66 - Mustafa Kemal ve Macid AyralKitabı okuyor
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal tarafından madalya sahibi yapılan, memlekete tanıtılan Bigalı Mehmet Çavuş “Mehmetçik” kavramının isim babası oldu. Bigalı Mehmetʼin verdiği ilhamla, bu olaydan sonra Türk askerine “Mehmetçik” denilmeye başlandı.
Sayfa 66 - Kırmızıkedi YayınlarıKitabı okuyor
Mustafa Kemal
Didik didik arama yapıldı. Silah veya cephane olup olmadığına bakıyorlardı. Gülümsedi. “Silah götürdüğümüzü sanıyorlar... Kafa götürüyoruz.” dedi.
Sayfa 85 - Mustafa Kemal AtatürkKitabı okuyor
319 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.