Muhammed AYHAN

Muhammed AYHAN
@Kitapovski
Bazen, kendine gelmen için başkalarından gitmen gerekir, der C. Bulowski be ekler; uzaklaşmak özgürlüktür.
Reklam
Benim Aklım Yol Kuşlarının Tüneyip Sessiz Sedasız Terk ettikleri Bir Harabedir.. |Murat Uyurkulak - TOL (S. 73)
Sayfa 73
Eve gelirken on paket sigarayla bir deste kibrit aldı. Odasının ışığını yaktı, elindekileri karyolanın altına, boş bavula koydu. Çevresine bakındı, yoktu. Oturma odasını da aradı, orada da yoktu. Bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. Kadınlar da böyleydi dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu.. Aylak Adam / Yusuf Atılgan

Reader Follow Recommendations

See All
İki eliyle arkasındaki ağacın kabuklarına sarıldı. Parmakları soğuk yarıkların arasına girdi. Elini hemen geri çekti ve göğsüne götürdü. Göğsünün içinde, bu asırlık ağacın kabuğu gibi, yarıklar bulunduğunu sandı ve gırtlağına kadar bir ateşin çıktığını hissetti. Aman Yarabbi, ne kadar yalnızdı.. |Kuyucaklı Yusuf /Sabahattin Ali
Zihnim, karmakarışık ve birbirleriyle çelişen fikirlerin kıyametiyle aralıksız zonkluyor. Kafamda sürekli bir meydan savaşı var sanki.. Esir şehrin insanları/ Kemal Tahir
Reklam
Nice zamandan beri bu kadar rahatlık ve sükün hissettiğimi bilmiyorum. Meğer, bir cadı kazanı gibi kaynayan kafamın biricik ihtiyacı böyle bir dize yaslanmaktan ibaretmiş. Kaç yıldır, evet kaç yıldır, annemin dizleri toprağın altında çürümeye başladığından beri hiç bunun kadar yumuşak bir yastık bulamamıştım. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban(Sf.198)
Sayfa 198
Füsun yoktu. Sehpanın üzerindeki Küllükte Füsun'un bastırıp söndürdüğü bir sigara izmariti olduğunun haftalardır farkındaydım. Bir ara onu elime aldım, küflü yanık kokusunu kokladım, dudaklarımın arasına koydum yakıp içecektim ama sigaranın bitecegini düşünerek vazgectim. İzmaritin onun dudaklarına değen ucunu, tıpkı bir yaraya dikkatle pansuman yapan şefkatli bir hemşire gibi yanaklarıma, gözlerimin altına, alnıma, boynuma hafif hafif dokundurdum. Gözümün önünde mutluluk vaat eden uzak kıtalar, cennetten çıkma sahneler canlandı. Ama hemen sonra acı kabaran bir fırtınalı deniz gibi beni yeniden içine aldı. Füsun yoktu. | Masumiyet Müzesi / Orhan Pamuk
Sevginin yalnızca bir duygu olmadığını, bilgi de gerektirdiğini kendimden biliyorum. Sevgi savurganlığım yüzünden habire su vererek çürüttüğüm kaktüsler hâlâ aklımda. Bir dostum, ‘iyi ki akvaryumda balık beslemiyorsun’ demişti, bir keresinde.. Tomris Uyar - “ Gündökümü ”
Belki de sadece korkularım ayakta tutuyor beni. Geceleri beni uyandıran, her anımı büyük bir gerginlik içinde yaşatan şey, “o”, belki de ölüme karşı uyarıyor beni. Beni korkutarak bir bakıma yaşamaya zorluyor. Neden yaşamalıyım? sorusunu sormamı engellemek istiyor. Bu nedenle Kafka’yı okutmuyor bana. Tutunamayanlar / Oğuz Atay
“Caddeden gelip geçen insanlara bakarken, hiçbir şey bitmiyor diye mırıldandım. Hele geçmiş, hiç bitmiyor. Herkes geçmişini çoğaltıyor sürekli. Bunun için akşamları birbirlerine misafirliğe gidiyorlar söz gelimi. Birbirlerine tepsiler, tabaklar ve kadehler dolusu geçmiş sunuyorlar. Bir o kadarını da hatıra defterlerinde, fotoğraf albümlerinde, çekmecelerde ve belleklerde saklıyorlar. Ben, tiksiniyorum geçmişimden.” Hasan Ali Toptaş / Ölü Zaman Gezginleri
Reklam
"Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya. Ona sorarsanız: “Lâfı bile edilmez, mikroskobik bir zaman.” Bana sorarsanız: “On senesi ömrümün. Şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştüğüm sene, ana rahmine düşen çocuklar. Ve o yılın titrek, ince, uzun bacaklı tayları, rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldular çoktan. Fakat zeytin fidanları hâlâ fidan, hâlâ çocuktur." Nazım Hikmet / Yatar Bursa Kalesi'nde (Şiirler -4), YKY Yayınları
YKY YAYINLARI
"Kafamda yarattığım kahramanlar bile bana karşı çıkıyor. Oysa kitapların kahramanları, birbirlerinin olmadık dertlerini dinlerler; bütün vakitlerini buna ayırırlar. Bu yüzden yemek içmek ve para kazanmak için zaman bulamazlar; hepsi de düşüncenin soylularıdır. Felsefe profesörleri bile düşünceye onlar kadar zaman ayırmazlar. Ben de hayalimde yarattıklarımla birlikte bir roman kahramanı olmak istiyordum."
Sayfa 348
"Azgın suratlı, bereli adamlar, gözleri velfecr okuyan, camiden Allah'la yaman bir dövüşten çıkmışçasına, yüzlerinin olanca nurunu orada, içerde bırakmış çıkan insanlar, Mümin mi bunlar, bu öfkeden bastıkları yeri çatlatanlar, bunlar mı mümin? Kuşlar da başlarını alıp gittiler çoktan.."
Sayfa 38 - YKY
"Belki de yaşamı yeterince sevmiyoruz. Duygularımızı yalnız ölümün uyandırdığına dikkat ettiniz mi? Bizden yeni ayrılmış dostlarımızı ne kadar da severiz. Ağızları toprakla dolup hiç konuşmaz olmuş hocalarımıza ne kadar hayranızdır. Saygı o zaman çok doğal olarak gelir, belki de tüm yaşamları boyunca bizden bekledikleri o saygı. Ama biliyor musunuz niçin ölülere karşı hep daha dürüst ve cömertizdir? Nedeni basit, onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur. Özgür bırakır bizi onlar, zamanımızı rahatça kullanabiliriz."
Sayfa 43 - Can Yayınları
"Bak Sancho! Kişiye bahşedilen lütuflara karşılık verme mecburiyeti, hür bir ruhu engelleyen bağlardır. Tanrı'nın bir parça ekmek verdiği; bunun için Tanrı'dan başka kimseye minnet duymak zorunda olmayan kişiye ne mutlu!"
Sayfa 790
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.