Serpil

Serpil
@Kitapvecay1
Kitapsever, çaysever, doğasever, yalnızlıksever, sükûnetsever. Bu dünyadan hâlâ geçmekte olan bir münferid.
bidünyakitapgrubu
bidünyakitapgrubu
Öğretmen
Lisans
İstanbul
11 August
86 reader point
Joined on November 2020
Sabitlenmiş gönderi
"Tanrı benimle ne kastetmiş olabilir? Ben ne için varım burada? Bu dünyada sadece benim yapabileceğim, parmak izim gibi bana ait bir şey var, bir varoluş var. Onu iyi kılmanın, değerli kılmanın derdinde olmalıyım." -Kierkegaard
Reklam
Serpil
@Kitapvecay1·Started reading a book
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar
8.6/10 · 9.4k reads
320 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Mahşer
MahşerPeyami Safa
8.5/10 · 2,139 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Felâketinizin menşeleri yalnız şahsınızda değil, cemiyete de irca olunmalıdır. Teheyyüce fazla kabiliyetiniz var. Başkalarının ıstıraplarını da yükleniyorsunuz.
Reklam
“…bir Türk'ün en bedbaht olduğu yer Türkiye'dir. Harp cepheleri şehirlerden daha güzeldir. Daima namuslu Türkler, ölümü, Türkiye'de hayata tercih etmişlerdir. Niçin ona haber verilmedi ki, cepheden dönerek memleketine girenler, sürüneceklerdir. Niçin demediler ki, Türkiye bir mahşerdir. Orada masumlar, temizler, alicenaplar, faziletkârlar, hasbiler, iyi niyet sahipleri ve büyük kalbli insanlarla reziller, çalıp, çırpanlar, imansızlar, türediler, sonradan görmeler, seviyesizler, sütü bozuklar, hâinler ve katiller omuz omuza yürür, gezer, sevilir, yaşar, karışık korkunç bir kütle gibi kımıldarlar. Ve niçin haber vermediler ki, buranın, bu toprağın hakiki sahipleri, bu türediler, bu rezillerdir. Kanun ve mahkeme nüfuz ve zabıta, devair onlarındır. Onlar ki bir türedi nesildirler, yalnız kendi ömürlerini iyi sürmek için memlekete kahraman görünerek toprağı satarlar.”
Sayfa 296Kitabı okudu
"Doğru, ahlak, düşünce gibi kavramlara hiç kimsenin merakı yok. Herkes yaşamaktan öyle yorgun düşmüş ki, yalnızca ve yalnızca tahrik olmak ve teskin edilmek istiyorlar. Böylesine bir toplumda hayatta kalabilmek için kitapların da şekil değiştirmekten başka çareleri yok. Yineleyeyim: Satılıyor olmak her şey. İsterse en önemli şaheser olsun, eğer satılmıyorsa yitip gider."
"İşte öyle..." dedi patron gülümseyerek. Burada, herhangi bir şeyi iletmek için kitap çıkartıyor değiliz. Toplumun talep ettiği kitapları çıkartıyoruz. Ulaştırılmak istenen mesaj, sonraki kuşaklara bırakılacak düşünce, zalim gerçekler ve anlaşılması güç doğruların hiçbir önemi yok. Toplum böyle şeyleri talep etmiyor. Bir yayınevi için lazım olan âleme ne etmek iletmek gerektiği değil, “Âlem neyin iletilmesini istiyor?” sorusunun yanıtını bilebilmek.
"Mahzun gönül, sükût et! Güneş bulutların arasında da neşr-i envâr eder. Senin bahtın da herkesin bahtı gibidir. Her hayatta fırtına saatleri, kederli, mazlum günler olmak gerek!"
İnsan, başını alıp gidiyor da içini alıp gidemiyor.
Reklam
Serpil
@Kitapvecay1·Started reading a book
Kitapları Kurtaran Kedi
Kitapları Kurtaran KediSosuke Natsukawa
7.9/10 · 2,700 reads
İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum. Buna içimdeki şeytan diyordum. Müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması. İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu. İçimizde şeytan yok. İçimizde acizlik var, tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var. Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz.
498 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.