İktisatçıların garip bir tarzı oluyor. Onlara göre sadece iki türlü müessese var: biri tabiî, öteki sunî. Derebeyliğin kurumları sunî, burjuvazininkiler tabiî kurumlardır. Burada onlar, gene böyle iki türlü din kuran tanrıbilimcilere benziyorlar. Kendilerinin olmayan her din insanların icadıdır, kendi dinleri ise kaynağını Tanrıdan alır. İktisatçılar bugünkü ilişkilerin, yani burjuva üretim ilişkilerinin, tabiî olduğunu söylerken, servetin, içinde yaratıldığı ve üretici kuvvetlerin içinde geliştiği bu ilişkilerin tabiat kanunlarına uygun olduğunu söylemek istiyorlar. Bu ilişkiler, bu sebeple, zamanın etkisinden kurtulmuş tabiî kanunlardır. Bunlar, toplumu her zaman yönetmesi gereken, ölümsüz kanunlardır. Böylece, bugüne kadar tarih diye bir şey var olmuştur, fakat bundan böyle yoktur.
Sayfa 134 - Sol Yayınları (İkinci Bölüm: Ekonomi Politiğin Metafiziği: Yedinci ve Sonuncu Gözlem)