Kyoshi

Kyoshi
@Kotekvothe
Her bilge adamın korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı birinin öfkesi.
Șans hazırlıklı olan ruhlara yardım eder derler, ama bazen hazırlıksız ruhlar bile bir fırsat yakalar.
Reklam
....Bu da, M.Ö. on yılın sonlarında, Doğu Akdeniz'de ve Ege bölgelerinde düzenler çökmeye başladığında bile uluslararası ticaretin devam ettiğine dair başka bir kanıttır.
Eskil bir ülkeden bir yolcuya rastladım Dedi ki; koca bir anıtın iki ayağı duruyor Çölün tam ortasında, kumların tam üzerinde Yarı batmış, kaşları çatık yüzüyle bir baş Büzülmüş dudaklarıyla sanki sesleniyor Yontucunun nice tutkularını yakalayıp Şimdi bile yaşayan bu cansız şeylere aktardığı Elleriyle taklit ettiği ve kalbiyle beslediği Anıtın kaidesinde şunlar okunuyor: 'Ben Krallar Kralı Ozymandias'ım. Ey güçlü olan, şu yaptığım işlere bak ve titre!' O tarihî anıtın, uçsuz bucaksız çevresinde Arasan sadece koca bir gövde ve kalıntılar Başkaca uzanıp giden yalnızlık ve kumlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hititler ile Mısırlıların barış ilan edip birbirleriyle savaşmaktan vazgeçmesi büyük ihtimalle iyi bir fikirdi, çünkü M.Ö. 1250 yılı civarında meydana gelmiş olabilecek iki ayrı olayla ilgilenmeleri gerekecekti. Her iki olay da efsanevi olsa da ve her ikisi-nin de gerçekten yaşandığı henüz ispatlanmış olmasa da, her ikisi de bugünün modern dünyasında yankı buluyor: Hititler Anadolu'da Truva Savaşı'yla, Mısırlılar ise Musevilerin hicretiyle uğraşmak zorunda olabilirdi.
Uluburun gemisini yolculuğuna kimin gönderdiğini, geminin hangi sebeple nereye gittiğini asla öğrenemeyebiliriz, ama geminin M.Ö. on üçüncü yüzyılın başlarında Doğu Akdeniz'de ve Ege'de devam eden uluslararası ticaret ve temasların bir mikrokozmosunu barındırdığı kesin. Kargoda en az yedi farklı bölgeden mal bulunması bir yana, arkeologların batıkta buldukları kişisel eşyalara bakılırsa gemide en az iki Mikenli vardı, oysa gemi büyük ihtimalle Kenan gemisiydi. Belli ki bu gemi dış dünyadan kopuk medeniyetlerin, krallıklar ve derebeyliklerin dünyasına değil, kar-şılıklı ticaretin, göçün, diplomasinin ve ne yazık ki savaşın hâkim olduğu bir dünyaya ait. Bu gerçekten ilk gerçek küresel çağdı.
Reklam
Reklam
509 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.