Kitap, ana karakterimiz Gregor Samsa'nın bir sabah aniden haşereye dönüşmesi ile başlıyor. Yoğun, kısıtlı imkanlarla ve sorumluluklarla dolu bir yaşamdan aniden bir böceğe dönüşüp bütün yüklerini atması gerekirken, çoğumuzun düşündüğü gibi, Gregor haşere iken hiçbir işe yaramayacağını bilse bile "Patronum ne der" "Kız kardeşim nasıl okuyacak" "Evin geliri-gideri nasıl sağlanacak" düşüncelerinden kurtulamaz. Gregor Samsa'da hepimizden bir parça vardır. Hayatın ağır yüklere o kadar alışmışızdır ki; üstümüzde sorumluluk olmasını isteriz. Yoğun tempo, meşgul olmak vicdanımızı rahatlatır.
-spoiler-
Fakat Gregor'u benim gördüğüm etiket, Gregor'un farklı olmasıdır. Gregor'un değişmesidir. Toplumda farklı olanı sevmeyiz, dışlarız. Bir insan değişince, işimize gelmezse onu aile ferdinden bile saymayız. Bu dünyanın nasıl yürüdüğüdür.
Gregor'un en sevdiği insan, kardeşi Grete; piyano eğitimi alacağı pahalı okula nasıl gidecek? Gregor bir böcek olsa bile onun hep içinde kalan şey buydu. Kardeşine noelde ailesinin önünde onu o pahalı okula yazdıracağını söyleyecekti. Ancak Grete, Gregor'u en anlamayan kişilerden oldu. Öldükten -ondan kurtulduktan- sonra Gregor'dan ağabeyi olarak,değil "O" diye bahsetti. Gregor'un hala Gregor olduğunu kabullenemedi değil, kabullenmek istemedi. İşine gelmedi. Ve hiçbir şey olmamış gibi yaşamlarını sürdürmeye devam ettiler...