En derin anlamıyla "tasavvuf", kendi hakikatini arayan insanın aradığını buluncaya kadar sürecek yolculuğunun evrensel adıdır. Tüm peygamberlerin,erenlerin ve aydınlanmış insanların yürüdüğü "Aşk ve Hakikat Yolu" dur.
Varamazsın O'na aldığın sınırlarla
almaz seni yanına, üstündeki kılıfla
ismi, cismi, resmi yok;sahibidir hepsinin
Rengi olmadığı için; anası tüm renklerin...
Kavuşmak mı istersin? Dökülsün boyaların
Gün ki renksiz kalırsın; içeri alınırsın...
İnanıp inanmamaktan çok, gereğini yapıp yapmadığına bakar O, insanın...
Saf, temiz, sevgi dolu mu kalbi, ona bakar...
Bunlar yoksa O'nun gözünde değer eder mi,
Ezberden dualar, içi boş ritüeller?
"Çabalayarak bulduğun"
Çabaladığın sürece var olur
"Çabalamadığında dahi var olan"ı
Çabalayarak bulamazsın
İşte O'dur ancak
"Her şey gittikten sonra kalacak olan"
Bıkacak mısın bir gün, oyunlar oynamaktan?
Kaçmaktan bıkacak mısın, gerçek sorulardan?
Alıştın mı güneşin doğudan doğmasına?
Bıktığın gün bil ki,
Battığın yerden doğacak...
Gerçek anlamda özgürlüğü tatmak; bu sıkıntının kökenine inip onu kaynağında şifaya kavuşturarak, dışarıdan gelen ilaçlara bağımlı olmaktan azade olmadan nasip olmaz kimseye...
Oldum olası sevmezdik
bilmediklerimizin bildiklerimize karşı zaferini
ve bunu hatırlatan şeyleri
bu nedenle
açtık usulca ışıkları
söndüremeyeceğimiz için yıldızları
"Ama bak... Biz göremesek hala oradalar..."