Elif Karakaş

Sabitlenmiş gönderi
Korku denli insanı yönlendiren, zamanına göre güç veren, zamanına göre zayıflatan bir duygu az vardır. Korkudan nefret, saygı, alay, cesaret, hatta tüm duyguların bir alaşımı da doğabilir. Matematikten ve genel olarak bilimden sokaktaki insan korkar. Bilinmeyenin yarattığı bir korkudur bu, karanlıktan duyulan korkuya benzer. Salt sokaktaki insana özgü değildir bu duygu. Bir matematikçi de aynı duyguya kapılabilir. Ama matematikçi o duyguyu yenmesini bilir. Önünde yıllarca çözülememiş bir problem ve bir tutam beyaz kağıt vardır. Edilgen kalmaz matematikçi. Sorunun bir kıyısından dalar, olmadı bir başka kıyısından... Kolay kolay pes etmez, yıllarını, hatta yaşamını adar soruna. Matematikçi yenilirse korkudan değil, mertçe bir savaştan sonra yenilmiştir. Ve kim bilir, belki de sorunun ileride çözülmesine bir katkısı olmuştur. Bir gerçeğe bir yaşam adanmış, çok mu?
Reklam
Birçok insanın barındığı bu evde sanki yalnız yaşıyordu.
"Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç!.."

Reader Follow Recommendations

See All
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley
7.7/10 · 60.2k reads
Efsane kitaplardan, körken yapılmış ikincisinin resimlerinin daha yalın ve saf, birincisinin renklerinin ise daha canlı ve hayat dolu olduğunu görmek, körlerin hatıralarının hayatın acımasız yalınlığını ortaya çıkardığını, ama canlılığını öldürdüğünü hatırlattı bana.
Reklam
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes
8.8/10 · 7.7k reads
Elif Karakaş tekrar paylaştı.
İçtenliğimden aldım en çok yarayı .
Sayfa 28 - Kırmızıkedi yayıneviKitabı okudu
Elif Karakaş tekrar paylaştı.
Lâkin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
168 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 hours
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli
8/10 · 16.2k reads
360 syf.
·
Not rated
Az
AzHakan Günday
8.5/10 · 21.2k reads
Reklam
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi... Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
Belki de hayat, yanlış anlayınca güzeldi. Sadece yanlış anlayınca.Ama her şeyi...
İnsanlığın ergenlik hali, bütün aptallığına rağmen, hayatı boyunca, özgür bir yaratığa en çok benzediği dönemdir.
Kısa boyuna rağmen herkesten uzunmuş gibi. Sessizliğine rağmen herkese küfrediyormuş gibi.
Birkaç adım sonra ağzını kapadı, çünkü o güne kadar dünya üzerinde yaşamış ve yaşamakta olan her insandan ne kadar nefret ettiğini hatırladı. Çevresi onlarla doluydu. Kuşatılmıştı. İnsanlarla. Yanından geçip giden insanlarla. Önlerine çıktığı için hızlı adımlarla etrafından geçtikleri, siyahlar içindeki kızı görmeyen ve acelesi olan insanlarla. Nasıl anlayamıyorlar, diye düşündü Derdâ. Yanlarından geçiyorum. Buradayım, aralarında. Ama hiçbirinin umurunda değilim. Görmüyorlar bile beni. Hepsi de kör olmuş. Ya da bu çarşaf, görünmezlik kumaşından...
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.