Ruhunda canlandırdığı hayallerle gerçek dünyada da karşılaşmak istiyordu. Nerede, nasıl arayacağını bilemiyordu ama içinden gelen bir ses, kendisi bir şey yapmadan, o hayalin gelip onu bulacağını fısıldıyordu yüreğine.
Belki de kendisine düşeni yaptığını sandığı için bu huzuru duyuyordu. Yahut da her şeyden ve hepimizden sıyrıldığı, kendi içinde bir köşeye çekildiği içindi bu.
-Hayatta üç yanlışım oldu Olric.
+Ne gibi efendim?
-Tanıdım, inandım, güvendim. Ama bir doğrum oldu.
+O nedir efendim?
-Sevdim Olric. Fakat sen de bilirsin ki üç yanlış bir doğruyu götürür.
Bazen aklım almıyor, onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?