Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olana pek sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.
Hiçbir şeye şaşırmamayı ve hiçbir şeyden etkilenmemeyi; asla aceleci, üşengeç, şaşkın, kederli, durup dururken sırıtan, ya da tam tersine sinirlenen ya da etrafına kuşku dolu bakışlar atan birisi olmamayı öğrendim.
Sahte bir huzur duyuyordum.
Sanırım insan yaşamının en kötü haftasında bile böyle hissedebiliyordu. Boğulmanıza ramak kalana kadar, dünyayı başınıza yıkan korkunç şeyler birbiri ardına gelirdi ama bir anda her şey dururdu. Başka hiçbir şey de olmayınca, kurtul duğunuzu düşünmeye başlayıp rahatlardınız.