"Bâki-i Hakikî yalnız sensin.
Masiva fânidir.
Fâni olan elbette bâki bir muhabbete ve ezelî ve ebedî bir aşka ve ebed için yaratılan bir kalbin alâkasına medar olamaz."
📍youtu.be/_QQlBSZnz5g 💫
Oblomov içini çekti:
- Ah! Bu hayat, dedi.
- Nesi varmış bu hayatın?
- İnsana rahat vermiyor. Başını derde sokuyor. Ne olur, şöyle bir yatıp uyuyabilsem... Hiç kalkmadan...
“Allah’tan korkanlar kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman Allah’ı ve azabı düşünürler. Bir de hemen bakarsın ki onlar doğru yolu bulup şeytanın vesvesesini atmışlardır bile.” (Araf/201)
Aşk, her insanın kalbinde taşıdığına göre değişen bir şeydi. Aşk, kimi zaman ateşte yakmaz, denizde boğdurmaz, kimi zaman da bir sinekle insanı yere sererdi. İnsan kalbinde ne taşıyorsa, aşk ona göre kendini gösteriyordu.
Aşk varsa eğer, bir çiçeğin kapısını çalarak rızık için konan arıya tebessüm edilir, kursağında yavrusuna rızık götüren kuşa hayretle bakılır ve ölü tırtılın diri kelebeğe takdir edilişi gözyaşlarıyla izlenirdi.
Aşk, bir annenin evladının üzerine titremesi, babanın yavrusuna gölgesi ve kardeşlik bağının adıydı. Bülbülün güle hasreti ve bu hasretin sancısıyla dikenlere sarılmaktı.
Aşk, sevdiği ısınsın diye kendi canını yakmaktı.
kitapyurdu.com/yazar/fatih-kar...instagram.com/yazarfatihkarat...