Ayşe Nur Çelik

Ayşe Nur Çelik
@Kudusunkizi
Bizim ölümden korkumuz yok şehadet aşkımızı ateşler.
Evliliklerde de mutlaka siyaset olmalı. "Sen sensen ben de benim!" diye odunluk yapmanın hiç lüzumu yok. Zaten siyaset nedir? Söylediğine inanmasan da yapamayacak olsan da seçmeni mutlu etmek için bol keseden atmak değil mi? Tabii, evlilikte çok bol atmamak lazım. Fazladan atarsan iki tehlikesi var: Birincisi, güven sarsılır; ikincisi, her an ense kökünde hesap sormak için eşinin nefesini hissedebilirsin. Ama dozunda ve ayarında bir siyaset mutlaka olmalıdır. Seçim mevsimi yapılan siyasetlere bakın, yüzde birini evinizde uygulayın, mutlu olursunuz. Adayların tokalaşırken seçmenlere bakışını kopyalayın, eşinize öyle bakın; göreceksiniz.
Reklam
Ancak kadınlar ve erkekler birbirleri hakkında bilgi sahibi olup, karşısındakinin hoşlanacağı gibi davranırsa birlikte yaşamaları keyifli ve mutlu olabilir. Bu yüzden en önemli adım, iki cinsin yaratılıştan gelen farklılıklarını bilmek ve kabul etmektir. Sonra da karşısındakinin kişisel özelliklerini tanımak, kabul etmek ve ona göre bir strateji geliştirmek gerekir. Değiştirmeye uğraşmak yerine onunla daha iyi nasıl geçinirim diye yol bulunmalı.
Erkekler kadınlarla konuşurken onların hassasiyetlerini, kırılganlıklarını unutmadan, kötülemek yerine övgülerle eşlerini teşvik ederler, değerli olduklarını hissettirirlerse her şey daha güzel olacak. Kadınlar da bu küstüm oynamıyorum durumlarına girmemeye çalışsalar, biraz daha istikrarlı olsalar, alınganlık huylarından kurtulabilseler, her şeyi gurur meselesi yapmasalar, eşlerini değiştirmek yerine kendilerini değiştirebilseler çok daha mutlu olacaklar gibi görünüyor.

Reader Follow Recommendations

See All
İyi eş olmak doğuştan kazanılmış bir meziyet değildir. Anne babanın davranışları modellenir çoğu zaman, ne kadar istenmese de. Onları beğenmeyen, onlardan farklı olmayı isteyen, özel gayret göstermelidir. Bir erkek evlenmek, aile olmak için sadece para kazanmanın yetmediğini bilmeli. Aile, milletin en küçük; fakat en değerli kurumudur. Her kurumda bir idareci olur, kurumun sorumluluğunu üstlenen. Aile kurumunun idarecisi de erkektir. Bir kadını idare etmekle bir milleti idare etmek arasında pek bir fark yoktur. Erkek yükleneceği sorumluluğun farkında olmalı, idarecilik görevini en iyi şekilde yapmaya çalışmalıdır. Aile müessesesi sevgiyle yürüyen bir müessesedir... Bir erkek, her şeyden önce sevmeyi bilmelidir.
-Kulak âşık olurmuş, gözden önce diyorsun. Yani sozler, kelimeler sevgiyı başlatır ve yaşatır diyorsun? -Aynen öyle diyorum. Kadınlar guzel söze hiç dayanamazlar Karına sık sık iltifat et. Her geçen gün daha da güzelleştığını falan söyle. - İltifat kadınlar için ekmek su gibi gerekli bir şeydir, demişti arkadaşım. -Çok doğru söylemiş, çünku kadınlar güzel kelimeleri severler, konuşmayı severler. Her akşam ona belli bir zamanını mutlaka ayır, o zamanda onu dikkatle dinle ve sadece onunla ilgilen. Gün içinde hoşuna giden hikâye, fıkra, onun merakını çekecek şeyleri onunla paylaş. Ne güzeldir insanın sevdiğiyle sohbet etmesi, gülmesi. Sen onu bir güldürürsen o seni on güldürür. - Bire on diyorsun? -Evet, bire on. Sen yeter ki sevmeyi bil. Sevgi kelimelerdedir, kelimeler sihirlidir dedim oğlum. Kelimeleri yazıya döktüğünde de çok tesirlidir. Bu yüzden arada bir ona sevgini ifade eden küçük notlar yaz. Mesaj gönder. Sen de duymuşsundur, internette birbirini görmeyen insanlar yazıyla birbirlerini sevip bağlanabiliyorlar. -Hem de çok oluyor böyle şeyler. -Aşk kulakta başladığı gibi, kulakta da biter oğlum. Bunu da unutma.
Reklam
- Evet, aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımızdır. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde. Pek çok âşık ateşe odunluklarını atmak yerine, su döküp söndürüyor yanlışlıkla.
Başkasından bir şey istemeden ya da beklentiye girmeden önce "acaba benden de bir şeyler bekleyen var mı?" sorusunu sorabiliyor musunuz? Eşiniz size bir şey anlatırken başka bir iş ile meşgulseniz ona "söylediklerin benim için pek de değerli değil" mesajı verirsiniz. Dinleme, insan ruhuna dokunma sürecidir, eşinizin ruhuna dokunma fırsatını kaçırmayın. Eşinizi dinlerken sadece dinleyin. İçinizden konuşmayı kesin. O konuşurken şarjörüne mermi dolduran asker gibi davranırsanız, konuşmanın sonunda kaç ölü kaç yaralı var hesaplayamazsınız. Bir evde sevinçler ve kahkahalar yerini korku ve kaygıya bırakmışsa orada yaşam kalitesinden söz etmek mümkün değil. Siz bu işin neresindesiniz, evinizde kahkaha hakimse sizin katkınız ne, korku ve kaygı hakimse sizin buna dahiliniz ne kadar, karar verin. Bir insana bakış açınız o insanın büyüklüğü oranında değil, bizim bakış açımızın çapı kadardır. Kimse siz öyle görüyorsunuz diye değerli ya da değersiz değildir. Başkasını küçümseyen her bakış açınız aslında sizin dar dünyanıza tuttuğunuz bir ayna gibidir. Bir evliliğin en önemli yakıtı anlayış. Ne kadar yakıtınız kaldı, gözden geçirin. Yakıtınızın çabuk tükenmesinde ne kadar katkınız oldu, kendinizi samimi şekilde sorgulayın. Bilmek ve anlamak arasındaki farkı bilip bilmediğiniz hakkında düşünün. Her ne sebeple olursa olsun ailenizin mahremini başkasına anlatmayın.
Konuşmaktan kaçmayın. Kendinizi ve duygularınızı anlatmaktan bıkmayın. Eşinizin, sizin söylemediniz şeyleri anlamak için özel güçleri olmadığını unutmayın. Şaşırdığınız, anlam veremediğiniz her olayda empati yapın. Kendinizi onun yerine koyun, ne hissettiğini anlamaya çalışın. Ben değişmem işine gelirse efeliğini bi kenara bırakın. Evlilikte değişmek, gelişmek elzemdir. Sevginizi sadece dil ile değil davranış ile de gösterebilirsiniz. Bu bazen hediye almak olur, bazen takdir etmek olur, bazen de kocaman bir sarılma olur. Severken beklemeden sevin. Verdiğiniz her sevgiyi ama o bana yapmıyor diye ya da sizin istediğiniz gibi yapamıyor diye vermekten vazgeçmeyin. Zor anlarınızda iki seçenekten birini seçmek zorunda kalırsanız, siz mutlaka pozitif olanı seçin. Seçenekleriniz sadece güzel ve iyi niyetin ürünü olsun. Zor zamanlarınızda pozitif olanı seçmek nefsinize o an için zor gelse de sonrasında gelen güzellik ve kolaylık hepsini unutturacak. Düşünce kalitenizin oranı hayat kalitenizin oranı ile paralellikte seyreder. İçinizdeki çocuğu sevmeden dışınızdaki kimseyi sevemezsiniz, içinizdeki çocuk mutlu olmadan da dışarıdaki kimseyi mutlu edemezsiniz. Hayata öğrenme açlığı ile bakarsanız, bir karınca bile hål dili ile size çok şey anlatabilir. Eşinizin hâl dilini takip edin. Yaşam kalitenizi yükseltmek için, sorumluluklarınızı aksatmadan yapmaya çalışın.
Ne zaman sürdüğünüz ruj ile değil o dudaktan çıkan bir tatlı söz ile değer bulduğunuzu, doğumdan sonra aldığınız kiloların anne olmaktan daha önemli olmadığını, üstünlüğün kirpiklerinizin dolgunluğu ile değil takva ile olacağını anladığınız zaman o köle pazarının ham maddesi olmaktan kurtulabilirsiniz.
Artık köle pazarını kuramayan sistem, gönüllü kölelik sistemini keşfetmiş gibi görünüyor. Kadınlar artık ayaklarına pranga vurularak değil, pranga takarsa kendisine ne kadar da yakışacağına ikna edilerek köleleştiriliyor.
Reklam
Evliliklerde de eğer partneriniz ile aynı sevgi ve dünya dilini konuşmuyorsanız anlaşmanız o kadar zor ki. Aynı pencereden bakamıyor, aynı balkondan nefes almaya can atmıyorsanız ve eş seçerken bu kriter en gerilerden geliyorsa o evlilik omuzlarınızda taşıdığınız bir yük olarak sürüp gidecek, ya da gitmeyecek... Daha evlilik kararını almadan bu konuya dikkat etmek gerekiyor. Eşinizle aynı yerden ya da benzer zeminden mi yorumluyorsunuz hayatı, yoksa farklı yerlerden mi soluk almaya çalışıyorsunuz?
Freud'un çok sevdiğim bir sözü var, diyor ki orada: "Bir ara insanları anladığımı sandım, sonra sandığımı anladım."
Bana "düşünce hayatını değiştiren en önemli olay ne oldu?" diye sorsanız, çekinmeden size "söylediğim şeyleri herkesin aynı şekilde anlamadığını anladığım zamandı" derdim.
Evliliklerde eşlerin rol değişimi yapması ve beraberinde getirdiği ruhsal problemler elbette yeniden o evin içine ateş düşürüyor. Evin bütün yükünü sırtlanmış kadınlar erkekleşirken, kadınlaşmayı daha konforlu bulan erkeklerin sorumluluktan kaçması bir rol çatışmasını beraberinde getiriyor.
Herkes artık her şey kendisinin olsun istiyor. Daha iyisi, daha yakışıklısı daha güzeli daha zengini hepsi kendinin olsun istiyor.
664 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.