Ümmü gülsüm KORKUTATA ATAR

Ülkemizdeki hadis tartışmalarına bakıldığında, hadisleri tamamen reddedenlerin İslami ilimlerde altyapıları olmayan insanlar olduğunu görmekteyiz.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Günümüzde insanların, peşinden gittikleri kişilere gösterdikleri saygın‘nın çok azini buhari ve muslim gibi insanlara göstermeyişleri, değerler noktasında ne kadar yoksun olduklarının bir göstergesidir.
Hadisler,Hz. Peygamber zamanında ayetler gibi anında kayıt altına alınmamış ve sonrasında da kısa zaman içinde iki kapak arasında toplanmamıştır. Bu problemleri inkar etmenin hakikatle bir ilgisi yoktur. Ancak hiçbir gerekçe hadisleri toptan reddetmeye dayanak olamaz.

Reader Follow Recommendations

See All
Sevgi duymayan bir kalp nefsin emrine girmiş,kalp olarak var oluşunu gerçekleştirmemiştir.Halbuki kalbin sevgiye daha doğrusu muhabbete ihtiyacı vardır. İnsan muhabbet duygusu ile başkaları tarafından muhabbetle muamele edildiği zaman tanışır.Bir çocuğun annesi ve babası ona muhabbetle yaklaştıklarında o çocuk kalbinin muhabbetsiz kalması mümkün değildir.
Zaman ve mekan değişse de ailenin önemi ve insanın aileye duyduğu ihtiyaç asla değişmeyecektir. Dolayısıyla Müslüman’ın bir taraftan yaşanan değişimi dikkatle izlemesi, diğer taraftan da Kur’an ve sünnetin aile hakkında öngördüğü ilkelerden Ödün Ödün vermeden yaşaması gerekmektedir.
Reklam
Andolsun, biz bir rüzgâr göndersek de, o(ekili arazileri) sararmış görseler, ardından nankörlük etmeye başlarlar. 51- Şüphesiz sen ölülere söz dinletmezsin arkasını dönüp giden sağır çağrıyı işitmezsin. 52-
Cebelitarık
Tarık b. Ziyad, ünlü “ gemileri yakın!” Emrini verdiği konuşmasında askerlerine şöyle seslenir: “ Ey insanlar! Kaçacak hiç bir yer yok. Arkanızda deniz, önünüzde düşman sizi bekliyor. Allah’a and olsun ki bu gün sizin için sadakat ve sabırdan başka bir şey yoktur.”
Biz göğü, yeri ve bu ikisi arasındaki şeyleri boş bir eğlence için yaratmadık. Eğer biz bir eğlence edinmek isteseydik, bunu kendi katımızda edinirdik. Fakat biz bunu yapanlardan değiliz.
Onlar, Allah’ın yarattığı herhangi bir şeyin gölgelerinin bile nasıl sağdan soldan sürünüp Allah’a secde ederek döndüğünü görmediler mi? - [ ] Nahl süresi 48 Ayet
Sayfa 431 - Birinci ciltKitabı okuyor
İslam algısı
Avrupalılar bir din olarak İslam’ı bir kültür ve medeniyet olarak İslamdan kesin olarak ayırmış; birincisini şiddetle karşı çıkarken ikincisine hayranlıkla bakmış ve ondan etkilenmiştir.  
Reklam
İnsanlar onura eşit olarak sahip midirler?
Dinin insan onuruna yaptığı ek, özgür iradesi, özgür  iradesiyle seçtiği eylemler ve bütün bunların onun Allah’la  olan ilişkisine verdiği renktir. Bu durumda insan onuru bir potansiyel olarak ortaya çıkmakta; bunun aktüel hale gelmesi ise iman ve eylemlerle olmaktadır. 
Sayfa 158Kitabı okudu
Takva/ ihlâs işte şurada, kalptedir. Kişiye şer olarak Müslüman kardeşini hakir görmesi yeter.
 İslam, insanı, cahiliyenin kabile taassubu içinde şahsiyetinin eriyip gitmesinden çıkardı ve onu evrensellik planında fikir ve değer üretme özgürlüğüne kavuşturdu. Tek kelime ile insanı insana karşı savundu ve onun onurunu ötekine karşı koruma mücadelesi verdi.
Hadis
“Kırk gün süreyle Allah’a ihlasla amel edenin kalbinden lisanına hikmet pınarları akmaya başlar. “
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.