Asımın nesli

Reklam

Reader Follow Recommendations

See All
Yolundan geçtiğim yerleri birleştiren ve hislerimle kayda alıp heybemde biriktiren ben, keşfe çıkmış bir seyyah gibi bilinmez bir diyara adım atıp ağır adımlarla yürümeye başladım...
Reklam
Aşk alimdir ve alim olma yolunda olanlarda daha bir heybetli durur. Ben aşkı heybetli taşıyanlardanım. Aşk kimilerinde kılıcını keskin tutar ve bu kılıç su verilmiş çelikten mamul gibi keskin olur. Kılıç erbabını ister. Erbabı aşk kılıcını ustaca kullanır, gelişi güzel oraya buraya savurmaz. Aşk kılıcı, asla maşukuna karşı kınından çıkmaz. Derken Ben de asla aşkıma yara açmadım. Asla kesip atmadım. Ne deliye döndüm ne divane oldum, ne hor gördüm ne de yok saydım. Adam gibi sevdim ve sonuna kadar da hep öyle oldu...
Bu, sahiden uzun bir sefer mi olacaktı? Nihai bir varış noktası var mıydı, yok muydu? Bilmiyordum. Nefes kesen, varlığı sorgulatan ve varoluş sebebine denk düşen bir hizmet imkânı mıydı? Kafam karışmıştı...
Giderek tufan coştu, nehirler taştı, yollar çamura döndü. Günü gelip de yakıcı güneş kurutuncaya dek balçık, çamur yayıldı her yere. Balçık yayılmaya görsün, korunmak için ne yollara dökülen samanlar ne karşıdan karşıya geçmek için uzatılan kalaslar işe yarar. Çamurdan herkes nasibini alır. Böyle zamanlarda insanların nefesleri daha sıklaşır. Giderek umut- ları azalır ve gri renkli bulutların hükmü basar dört bir yanı. Ama hayat bu; devam eder yine de ne olursa olsun...
Yaşanacakların yanında yaşananların esamesi bile okunmayacaktı..
"Övünmek için değil ama söyleyeyim satmadım ruhumu asla.. Kara kış daha da güçlendirdi görev aşkımı ve sadakatimi.."
298 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.